Page 683 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 683

Harun Yahya






                 mayı beklemiyoruz, ancak 800 bin yıllık "modern" bir yüz bulmak da bunun gibi bir şey. Onu gördüğümüz-
                 de çok şaşırmıştık.  168

                 Bu fosil, Homo sapiens'in tarihinin 800 bin yıl kadar geriye götürülmesi gerektiğine işaret ediyordu.
             Ama fosili bulan evrimciler, ilk şoku atlattıktan sonra, bu fosilin başka bir türe ait olduğuna karar ver-
             diler. Çünkü evrim soy ağacına göre 800 bin yıl önce Homo sapiens'in yaşamamış olması gerekiyordu. Bu
             yüzden Homo antecessor adlı hayali bir tür oluşturdular ve Atapuerca kafatasını bu sıralamaya dahil et-

             tiler.


                 Kulübeler ve Ayak ‹zleri


                 Şimdiye kadar ele geçen pek çok bulgu, Homo sapiens'in tarihinin 800 bin yıldan bile çok daha eski
             olduğunu gösteriyordu. Bunlardan birisi, yine Louis Leakey'in 1970'lerin başında Olduva-
             i Gorge'daki bulgularıydı. Leakey buradaki Bed II katmanında Australopithecus, Homo habilis ve Homo

             erectus türlerinin aynı anda birarada yaşadıklarını tespit etmişti. Ancak bundan da ilginç olan, Leakey'in
             aynı katmanda (Bed II) bulduğu bir yapıydı. Leakey, burada, taştan yapılmış bir kulübenin kalıntılarını
             bulmuştu. Olayın en garip yönü ise, Afrika'nın bazı bölgelerinde hala kullanılan bu yapıların sadece Ho-
             mo sapiensler tarafından yapılmış olabileceğiydi! Yani, Leakey'in bulgularına göre, Australopithecus, Ho-

             mo habilis, Homo erectus ve günümüz insanı, bundan yaklaşık 1.7 milyon yıl önce birarada yaşamış olma-
             lıydılar. 169  Bu gerçek, elbette, günümüz insanlarının Australopithecus olarak tanımlanan maymunlardan
             evrimleştiğini öne süren evrim teorisini kesin biçimde geçersiz kılıyordu.
                 Aslında şimdiye dek günümüz insanlarının izlerini 1.7 milyon yıldan bile daha geriye götüren bul-

             gular ele geçti. Bu bulguların en önemlisi, Mary Leakey tarafından 1977 yılında Tanzanya'nın Laetoli
             bölgesinde bulunan ayak izleriydi. Bu izler, 3.6 milyon yıl yaşında olduğu hesaplanan bir tabakanın üze-
             rindeydi ve en önemlisi, günümüz insanının bırakacağı ayak izlerinden tamamen farksızdı.
                 Mary Leakey'in bulduğu bu ayak izleri daha sonra Don Johanson ve Tim White gibi ünlü paleoan-

             tropologlar tarafından da incelendi. Varılan sonuçlar aynıydı. White şöyle yazıyordu:

                 Hiç kuşkunuz olmasın... Bunlar günümüz insanının ayak izlerinden tamamen farksız. Eğer bu izler bugün
                 bir California plajında olsalardı ve bir çocuğa bunların ne olduğu sorulsaydı, hiç tereddüt etmeden burada
                 bir insanın yürüdüğünü söylerdi. Bunları, kumsalda yer alan diğer yüzlerce insan ayak izinden ayırt ede-
                 mezdi. Dahası, siz de ayırt edemezdiniz.     170

                 Kuzey California Üniversitesi'nden Louis Robins ise, ayak izlerini inceledikten sonra şöyle diyordu:

                 Ayağın kemeri yüksektir, ufak olan kişinin ayak kemeri benimkisinden bile daha yüksektir, yani parmaklar
                 insan parmaklarıyla aynı şekilde yeri kavramaktadırlar. Bunu başka hayvan formlarında göremezsiniz.               171

                 Ayak izlerinin morfolojik yapısı üzerinde yapılan incelemeler, bunun bir insan, hem de günümüz in-

             sanı (Homo sapiens) izi olarak kabul edilmesi gerektiğini tekrar tekrar gösteriyordu. İzleri inceleyen Rus-
             sell Tuttle, şöyle yazıyordu:

                 Bu izler, çıplak ayaklı bir Homo sapiens tarafından bırakılmış olmalıdır... Yapılan tüm morfolojik incelemeler,
                 bu izleri bırakan canlının ayağının, günümüz insanlarınkinden farklı olmadığını göstermektedir.            172

                 Tarafsız incelemeler, ayak izlerinin gerçek sahiplerini de tanımladı: Ortada, 10 yaşındaki bir insanın
             20 tane ve daha küçük yaşta birinin de 27 tane fosilleşmiş ayak izi vardı. Ve bunlar, kesinlikle, bizim gi-

             bi normal insanlardı.
                 Bu durum, Laetoli izlerini on yıllar boyu tartışma konusu haline getirdi. Evrimci paleoantropolog-
             lar, insanın 3.6 milyon yıl önce yeryüzünde yürüyebildiğini kabul edememenin sıkıntısı içinde, bir açık-
             lama yapmaya çalıştılar. 90'lı yıllarda bu "açıklama" şekillendi. Evrimciler bu izlerin bir Australopithecus

             tarafından bırakılmış olması gerektiğine karar verdiler; çünkü bundan 3.6 milyon yıl önce bir Homo tü-
             rünün yaşamış olması -teorilerine göre- mümkün değildi! Russell Tuttle, 1990 tarihli bir makalesinde
             şöyle yazıyordu:






                                                                                                                          Adnan Oktar    681
   678   679   680   681   682   683   684   685   686   687   688