Page 232 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 232

230                 DİNSİZLİĞİN İLKEL MANTIĞI


            sayısız kompleks sistemle donatılmış canlıları meydana getirdi-
            ğine inanmasının, "büyü"den başka bir açıklaması yoktur. Ni-
            tekim, Allah Kuran'da, inkarcı felsefenin savunucusu olan bazı
            kimselerin, yaptıkları büyülerle insanları etkilediklerini Hz. Mu-
            sa (as) ve Firavun arasında geçen bir olayla bizlere bildirmek-
            tedir. Hz. Musa (as), Firavun'a hak dini anlattığında, Firavun Hz.
            Musa (as)'a, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanların toplandığı
            bir yerde karşılaşmasını söyler. Hz. Musa (as), büyücülerle kar-
            şılaştığında, büyücülere önce onların marifetlerini sergilemele-
            rini emreder. Bu olayın anlatıldığı ayet şöyledir:

                (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atıverince, in-
                sanların gözlerini büyüleyiverdiler, onları dehşete
                düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir getirmiş ol-
                dular. (Araf Suresi, 116)
                Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatma-
            calar"la - Hz. Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların
            hepsini büyüleyebilmişlerdir. Ancak, onların attıklarına karşılık
            Hz. Musa (as)'ın ortaya koyduğu delil, onların bu büyüsünü,
            ayette bildirildiği gibi "uydurduklarını yutmuş" yani etkisiz kıl-
            mıştır:

                Biz de Musa'ya: "Asanı fırlatıver" diye vahyettik. (O
                da fırlatıverince) bir de baktılar ki, o bütün uydurduk-
                larını derleyip-toparlayıp yutuyor. Böylece hak yerini
                buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kal-
                dı. Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak
                tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)
                Ayetlerde de bildirildiği gibi, daha önce insanları büyüleye-
            rek etkileyen bu kişilerin yaptıklarının bir sahtekarlık olduğu-
            nun anlaşılması ile, söz konusu insanlar küçük düşmüşlerdir.
   227   228   229   230   231   232   233   234