Page 55 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 55
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 53
Allah aslında büyük bir afat verdi, büyük bir bela verdi. Sevgi olma-
dan zaten dünyanın bir anlamı yok. O zaman sürünme kalıyor geri-
ye. Yani yemek yiyecek, televizyon seyredecek, yatacak, kalkacak,
banyoya girecek, yine yemek yiyecek, yine yatacak, yine kalkacak,
banyoya gidecek, işine gidecek. İşyerleri adeta onlar için bir hapis-
hane gibi oluyor. Küçük bir beton yığını mesela büro denen yer, altı
var, üstü var, sağı solu var, beton. Önüne de bir bilgisayar koyuyor-
lar. Sabahın sekizinden akşamın bilmem kaçına kadar tıkır tıkır
tıkır çalışıyor. Sonra eve geliyor başka bir betonun içine daha giri-
yor, apartman dairesinin içine giriyor. Orada da yemeğini yiyor,
bulaşığı yıkıyor, çamaşırı yıkıyor, adamla bir kavga ediyor kadın,
sonra uyuyorlar, sabah oluyor yine yemeklerini yiyorlar yine o beton
yığınının içine giriyor yine tıkır tıkır tıkır sayıyor. Bu otuz yıl falan
devam ediyor. Sonra emekli oluyor.
Emekli olduktan sonra da yine tek beton yığınının içine giriyor.
Bu, hayat mı bu? Yani bunun için mi geldik biz dünyaya? Bunun
adına sürünme derler. Sürünmenin diğer adıdır bu. Böyle hayat
olmaz. Aşkla yaşanır, tutkuyla yaşanır yani delice tutkuyla. Ama
öyle bir şey oldu mu, şu kadarcık bir yer, delice bir tutku varsa yani
şiddetli zevklidir, her şey zevkli olur.
Mesela kurbağaya bakarsın canın gider, şefkat duyarsın, hatta
mesela karıncayı görürsün onu derin bir sevgiyle Allah’ın tecellisi
olarak seyredersin. Çünkü o küçücük patileriyle gidiyor gidiyor gidi-
yor bir bakıyorsun kendini temizliyor, kafasını gözünü temizliyor.
Sen nereden öğrendin o küçücük canınla o temizlenmeyi? Ve ver-
nikli gibi parlıyor pırıl pırıl. Patisinin ucunda, şu kadarcık olan pati-
sinin ucunda bütün vücudunun özellikleri ve ondan sonraki neslin
bütün özellikleri kodlu.