Page 51 - Dinsizliğin İlkel Mantığı
P. 51
HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR) 49
luk elde edemezler. Çünkü bunlar ancak güzel ahlakla kazanı-
labilecek değerlerdir. Bir insanın üstün ahlakı ve samimi tavır-
ları, karşı taraf üzerinde olumlu bir etki meydana getirir; bu ise
saygı, sevgi ve dostluğun temelidir. Örneğin, bu ruh hali içeri-
sindeki bir insan, belki dünyanın en gösterişli evini yaptırır, en
konforlu ve en son model arabasını satın alır, en pahalı giye-
ceklerini giyer, en lezzetli yiyeceklerini alır, akla gelebilecek en
güzel eğlence ve tatil merkezlerine gider; ama hiçbirinde ara-
dığı huzur ve mutluluğu bulamaz. Hırs ve tutku içinde yaşadığı
için her zaman daha fazlasını ister, bir türlü elindekilerle hoş-
nut olmasını bilmez. Tüm bu nimetlere sahipken dahi hep şi-
kayet edecek ve yakınacak bir şeyler bulur.
Taşıdıkları hırs ciddi birtakım ahlaki bozuklukları da bera-
berinde getirir. Para tutkusu kişiyi sahtekarlığa, yalancılığa,
bencilliğe, adaletsizliğe, öfkeye, gerilime ve daha pek çok tavır
bozukluğuna iter. Kuran'da, cahiliye toplumunun herşeye rağ-
men bu ilkel mantıkta ısrar etmelerinin bir sebebinin de kendi
aralarında övünme tutkusu olduğu belirtilir:
... Dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türün-
den) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda
bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda
bir 'çoğalma-tutkusu'dur... (Hadid Suresi, 20)
Dünya hayatına ilişkin her konu, cahiliye toplumu için ara-
larında bir övünme ve itibar malzemesidir. İnsanlar tarafından
takdir görmek onlar için öylesine büyük önem taşır ki, tüm ha-
yatlarını övünebilecekleri malzeme aramakla geçirirler. İyi bir
tahsil yapmak, itibar elde edip tanınmış bir insan haline gelebil-
mek, sayılı zenginler arasına girmek, ünlü bir ailenin bir üyesiy-