Page 57 - Hz. Mehdi Hakkında Bilgiler
P. 57

Harun Yahya (Adnan Oktar)


               (cesur) kardeşler kanaatlerinde ileri gidiyorlar. Evet, onlar, On
               Sekizinci Mektuptaki iki ehl-i kalb çobanın macerası gibi, hak
               bir hakikati görmüşler; fakat tabire muhtaçtır. O hakikat de şu-

               dur:
                   ÜMMETİN BEKLEDİĞİ, AHİR ZAMANDA GELECEK
               ZATIN ÜÇ VAZİFESİNDEN EN MÜHİMMİ VE EN BÜYÜ-
               ĞÜ VE EN KIYMETDARI OLAN İMAN-I TAHKİKİYİ

               (İNANDIĞI ŞEYLERİN ASLINI, ESÂSINI BİLEREK İNAN-
               MA; SARSILMAZ ÎMÂN,) NEŞR (YAYMAK) VE EHL-İ
               İMANI DALALETTEN (HAK VE HAKİKATTEN SAPMA)
               KURTARMAK CİHETİYLE (YÖNÜYLE), o en ehemmiyetli
               vazifeyi aynen bitemâmihâ Risâle-i Nur'da görmüşler. İmam-ı
               Ali ve Gavs-ı âzam ve Osman-ı Hâlidî gibi zatlar, bu nokta için-

               dir ki, o gelecek zatın makamını Risâle-i Nur'un şahs-ı mânevî-
               sinde keşfen görmüşler gibi işaret etmişler. Bazan da o şahs-ı
               mânevîyi bir hâdimine (hizmetkarına) vermişler, o hâdime
               mültefitane (iltifatlılıkla) bakmışlar. BU HAKİKATTEN AN-             HZ MEHDİ (A.S.)'IN ÇIKIŞ ZAMANI - TÜRKÇE
               LAŞILIYOR Kİ, SONRA GELECEK O MÜBAREK ZAT, Rİ-

               SÂLE-İ NUR'U BİR PROGRAMI OLARAK NEŞİR VE TAT-
               BİK EDECEK'.
                   O zatın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektedir.
               Birinci vazife, maddî kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve
               ihlâs ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife gayet büyük
               maddî bir kuvvet ve hakimiyet lâzım ki, o ikinci vazife tatbik

               edilebilsin.
                   O zatın üçüncü vazifesi, hilâfet-i İslâmiyeyi (İslam hali-
               feliği) ittihad-ı İslâma (İslam birliğine) bina ederek, İsevî ru-

               hanîleriyle (cisim olmayıp gözle görülmeyen, ruha ait) ittifak
               edip din-i İslâma hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir
               saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakârlarla tatbik edilebilir.
               Birinci vazife, o iki vazifeden üç-dört derece daha ziyade kıy-




                                            55
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62