Page 48 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 48
Karanlık Tehlike:
Bağnazlık
Hâşimîlerden çekindikleri ve amcası Ebû Tâlib'in hima-
yesinde olduğu için önceleri Peygamberimiz (sav)'in şahsına
dokunamıyorlardı. Zamanla kendisine "mecnun, falcı, şair, sihir-
baz" gibi iftiralar atmaya başladılar. En sonunda fırsat buldukça
Peygamberimiz (sav)'e de hakaret etmekten, işkence ve her türlü
kötülüğü yapmaktan çekinmediler.
Bütün bu işkenceler Müslümanlara sadece iman ettikleri ve
insanlara İslam'ı anlattıkları için gerçekleşiyordu. Bu baskı, işken-
ce, şiddet ve dehşet ortamı içinde Müslümanlar, İslam'ın şartı gere-
ği hiçbir şekilde kendilerine zarar verenlere zarar vermemiş, en
insani hakları olan karşı savunmada dahi bulunmamışlardır. Müs-
lümanların karşı atak yapmadığını gören Kureyş müşrikleri azgın-
lıklarını ve işkencenin dozunu daha da arttırmışlardır. Öyle ki söz
konusu Kureyşliler, artık gördükleri Müslümanı anında şehit eder
hale gelmişlerdir.
Eziyetlere hiçbir şekilde karşılık vermeyen, Kuran'da kan
dökme izni verilmediği için savunmaya dahi geçmeyen Müslü-
manlar, işkenceler çirkinleştikçe Mekke'de barınamaz hale gelmiş-
lerdir. Bu durum, Medine'ye göçü gerekli kılmıştır.
Medine Dönemi ve Savaşlar
Mekke'de putperestlerin baskılarının şiddetinin artmasıyla bir-
likte, Müslümanlar daha özgür ve dostane bir ortamın bulunduğu
Yesrib (sonraki ismi Medine) şehrine hicret ederek burada kendi
yönetimlerini kurdular. Ne var ki kendi siyasi yapılarını bu şekilde
oluşturduktan sonra bile, Mekkeli putperestlerin saldırısı son bul-
madı. Kureyşliler, bulundukları alana kadar Müslümanları takip
edip şiddetli eylemlerini devam ettirdiler. Peygamberimiz (sav) ve
yanındaki Müslümanlar ise, Mekke'nin saldırgan putperestlerine
asla savaşla karşılık vermediler.
46