Page 59 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 59

Adnan Oktar
                                        (Harun Yahya)





                      Söz konusu anayasaya göre, Medine'de bulunan bütün
             topluluklar, barış içinde bir arada yaşayacaklar, yaşantılarını kendi
             din ve inançlarına göre düzenleyecekler, hem kendi kurumlarına
             ve kanunlarına işlerlik kazandıracak hem de bunları tatbik edecek
             güce sahip olacaklardır. Bunu yaparken, Medine'de bulunan tüm
             topluluklarla barış ve birlik içinde yaşayacaklardır.

                 Medine Vesikası bundan yaklaşık 1400 yıl önce, 622 yılında,

             farklı inançlara sahip olan halkların taleplerine cevap vermek
             üzere, Hz. Muhammed (sav)'in önderliğinde kaleme alındı ve yazı-
             lı bir hukuki sözleşme olarak hayata geçti. Bunun sonucunda da
             120 yıl boyunca birbirine karşı düşmanca duygular besleyen farklı
             din ve ırklara sahip topluluklar bu anlaşma içinde yer aldılar. Hz.
             Muhammed (sav) bu sözleşme yoluyla her fırsatta birbirlerine sal-

             dıran, düşmanca duygular besleyen ve uzlaşamayan toplulukların
             arasındaki çatışmaların son bulabileceğini, hepsinin rahatlıkla bir
             arada yaşayabileceklerini gösterdi.

                 Medine sözleşmesine göre herkes hiçbir baskı olmadan istediği
             dini, inancı, siyasi ya da felsefi seçimi yapmakta özgürdür. Kendi
             görüşlerine sahip insanlarla bir topluluk oluşturabilir. Kendi huku-
             kunu uygulamakta özgürdür. Ancak suç işleyen kimse hiç kimse

             tarafından korunmayacaktır. Sözleşmeye taraf olan gruplar birbir-
             leriyle yardımlaşacak, birbirlerine destek olacaklardır ve Peygam-
             berimiz Hz. Muhammed (sav)'in himayesi yani koruması altında-
             dırlar. Karşılıklı taraflar arasındaki anlaşmazlıklar Allah'ın Resu-

             lü'ne götürülecektir. Nitekim müşrikler bile, en adaletli kişi olarak
             Peygamberimiz (sav)'in hakemliğini daima tercih etmişlerdir.

                 Peygamber Efendimiz (sav)'in hazırlattığı bu sözleşme kade-
             meli bir biçimde 622 yılından 632'ye kadar uygulanmıştır. Bu vesi-
             ka ile kan ve akrabalık bağlarına dayalı kabile tarzı yapılanma aşıl-
             mış; coğrafi, kültürel ve etnik kökeni tamamen birbirinden farklı





                                               57
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64