Page 161 - İmanın Güzellikleri
P. 161

Harun Yahya (Adnan Oktar)


                Mü mi ne dü şen ha ta ve gü na hı nı far k et ti ğin de he men piş man lık du  -
           yup vaz geç mek, tev be ve is tiğ far ede rek ay nı gü na hı tek rar iş le me me ye çok
           özen gös ter mek tir. Yok sa ken di ni ha ta sız, gü nah sız gös ter mek, te mi ze çı  -
           kar mak de ğil... Zi ra böy le yap mak za ten Al lah'ın be ğen me di ği bir ta vır dır:
                Ki on lar, ufak te fek gü nah lar dı şın da, gü na hın bü yük ola nın -
                dan ve çir kin utan maz lık lar dan ka çı nır lar. Şüp he siz se nin
                Rab bin, mağ fi re ti ge niş olan dır. O, si zi da ha iyi bi len dir; hem
                si zi top rak tan in şa et  ti ği (ya rat tı ğı) ve siz da ha an ne le ri ni zin
                kar nın da ce nin ha lin de bu lun du ğu nuz za man da. Öy ley se ken -

                di ni zi te mi ze çı ka rıp-dur ma yın. O, sa kı na nı da ha iyi bi len dir.
                (Necm Su re si, 32)
                Kendini temize çıkarma endişesinin altında yatan neden, insanın
           diğer insanlar arasında kendini hatasız ve kusursuz göstererek yüceltmek
           istemesinden kaynaklanır. Halbuki bunu yapan, değil üstün bir konuma
           gelmek, tam tersine hem Allah Katında hem de müminlerin gözünde alça-
           lır, küçük düşer. Açıkça olmasa da bir anlamda, kendince, ilahlık iddia-

           sında bulunduğu için (Allah'ı tenzih ederiz) halis müminlerin kalbine
           sıkıntı ve rahatsızlık verir. Kendi aklınca müminleri aldatıp onların gözün-
           de değer ve üstünlük kazandığını sanırken, acınan ve idare edilen bir
           kimse olduğunu fark edemez. Bir süre sonra kusursuz olduğuna gerçek-
           ten kendisi de inanmaya başlar ve günden güne daha küçük düşürücü bir
           tavır içerisine girer.
                Nefsini temize çıkaran kimse kendini günahsız gördüğünden
           Allah'tan bağışlanma dilemeye, Allah'a yalvarıp af dilemeye gerek duy-
           maz. Büyüklenen, müstağniyetten azıp adeta kendini ilahlaştırmış bir

           kimse (Allah'ı tenzih ederiz) haline gelir. Kendi felaketini hazırlar. Samimi
           bir mümin ise aczinin, kusurunun bilincindedir, bu yüzden sürekli olarak
           Allah'tan bağışlanma diler. Allah'ın rahmetini ve rızasını umar. Bu durum-
           da Allah da onun kusurlarını örter, günahlarını bağışlar, gerçek manada
           temizleyip arındırır, üstün bir konuma getirir.
                Ken di le ri ni (öv güy le) te mi ze çı ka ran la rı gör me din mi? Ha yır;
                Al lah, di le di ği ni te miz le yip yü cel tir. On lar, 'bir hur ma çe kir de -

                ğin de ki ip lik çik ka dar' bi le hak sız lı ğa uğ ra tıl maz lar. (Ni sa Su -
                re si, 49)

                                            159
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166