Page 233 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 233

ONBİRİNCİ  HÜCCET- İ İMANİYE                                                                                                235

           olmayan  bir  çekirdek  küçüklüğünde  bir  şey,  binler  batman  yükü
           kaldırıyor. Zerre kadar şuuru (Haşiye-2) olmayan,  gayet hakîmane işler
           görüyor. Demek bunlar kendi kendilerine işlemiyorlar. Onları işlettiren
           gizli bir Kudret Sahibi vardır. Eğer kendi başına olsa, bütün baştan başa
           bu gördüğümüz memlekette her iş Mu'cize, herşey mu'cizekâr bir hârika
           olmak lâzımgelir. Bu ise, bir safsatadır.

                  İkinci Bürhan
                  Gel bütün bu ovaları, bu meydanları, bu menzilleri süslendiren
           şeyler üstüne dikkat et. Herbirisinde o gizli Zâttan haber veren işler var.
           Âdeta herbiri birer turra, birer sikke gibi, o gaybî Zâttan haber veriyor-
           lar.  İşte  gözünün  önünde..  bak;  bir  dirhem  pamuktan  (Haşiye-3)  ne
           yapıyor. Bak, kaç top çuha ve patiska ve çiçekli kumaş çıktı. Bak, ondan
           ne kadar şekerlemeler, yuvarlak tatlı köfteler yapılıyor ki, bizim gibi
           binler adam giyse ve yese, kâfi gelir. Hem de bak, bu demiri, toprağı,
           suyu, kömürü, bakırı, gümüşü, altunu Gaybî Avucuna aldı, bir et parçası
           (Haşiye-4) yaptı; bak gör... İşte ey akılsız adam! Bu işler öyle bir Zâta
           mahsustur  ki;  bütün  bu  memleket,  bütün  eczasıyla  Onun  Mu'cize-i
           Kuvveti altında duruyor, her arzusuna râm oluyor.

              Üçüncü Bürhan
                  Gel, bu müteharrik antika (Haşiye-5) san'atlarına bak! Herbirisi
           öyle bir tarzda yapılmış; âdeta bu koca sarayın bir küçük nüshasıdır.
           Bütün bu sarayda ne varsa, o küçücük müteharrik makinelerde

              ------------------
              (Haşiye-2): Kendi kendine yükselmeyen ve meyvelerin sıkletine dayanmayan
           üzüm çubukları gibi nazenin nebatatın, ağaçlara latif eller atıp sarmalarına ve on-
           lara yüklenmelerine işarettir.
              (Haşiye-3): Tohuma işarettir. Meselâ: Zerre gibi bir afyon büzrü, bir dirhem
           gibi bir zerdali nüvatı, bir kavun çekirdeği, nasıl çuhadan daha güzel dokunmuş
           yapraklar,  patiskadan  daha  beyaz  ve  sarı  çiçekler,  şekerlemeden  daha  tatlı  ve
           köftelerden ve konserve kutularından daha latif, daha leziz, daha şirin meyveleri
           Hazine-i Rahmetten getiriyorlar, bize takdim ediyorlar...
              (Haşiye-4): Unsurlardan cism-i hayvanîyi Halk ve nutfeden Zîhayatı İcad et-
           meye işarettir.
              (Haşiye-5): Hayvanlara ve insanlara işarettir. Zira hayvan, şu Âlemin küçük
           bir fihristesi ve Mahiyet-i İnsaniye, şu Kâinatın bir Misal-i Musaggarı olduğundan;
           âdeta Âlemde ne varsa, İnsanda nümunesi vardır.
   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238