Page 237 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 237

ONBİRİNCİ  HÜCCET- İ İMANİYE                                                                                                239

           birer ipe takılıp (Haşiye-12) ona karşı tutuluyor. Bu tarafa da bak: Bu
           bîçare zaîf, nahif, kuvvetsiz hayvancıklar... Nasıl onların başı önünde,
           latif gıda ile dolu iki tulumbacık (Haşiye-13) takılmış, iki çeşme gibi;
           yalnız o kuvvetsiz mahluk, onu ağzına yapıştırması kâfidir.

                  Elhasıl:  Bütün  bu  Âlemin  bütün  eşyası,  birbirine  bakar  gibi,
           birbirine yardım eder. Birbirini görür gibi, birbirine el-ele verir. Birbi-
           rinin işini tekmil için, birbirine omuz-omuza veriyor. Bel-bele verip be-
           raber çalışıyorlar. Her şeyi buna kıyas et; ta'dad ile bitmez... İşte bütün
           bu haller, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î gösterir ki; şu saray-ı
           acibin  ustasına  yani  şu  garib  Âlemin  Sahibine  herşey  musahhardır.
           Herşey Onun hesabına çalışır. Herşey Ona bir emirber nefer hükmün-
           dedir. Herşey Onun Kuvvetiyle döner. Herşey Onun Emriyle hareket
           eder.  Herşey  Onun  Hikmetiyle  tanzim  olur.  Herşey  Onun  Keremiyle
           muavenet eder. Herşey Onun Merhametiyle başkasının imdadına koşar,
           yani koşturulur. Ey arkadaş! Haddin varsa buna karşı bir söz söyle!

                  Sekizinci Bürhan
                  Gel, ey nefsim gibi kendini âkıl zanneden akılsız arkadaş! Şu
           saray-ı muhteşemin Sahibini tanımak istemiyorsun! Halbuki herşey Onu
           gösteriyor, Ona işaret ediyor,  Ona şehadet ediyor.  Bütün bu şeylerin
           şehadetini  nasıl  tekzib  ediyorsun!  Öyle  ise,  bu  sarayı  da  inkâr  et  ve
           "Âlem yok, memleket yok" de ve kendini de inkâr et, ortadan çık. Yahut
           Aklını başına al, beni dinle! İşte bak: Şu saray içinde bulunan ve mem-
           leketi ihata eden yeknesak unsurlar, madenler var (Haşiye-14). Âdeta
           memleketten çıkan herşey, o maddelerden yapılıyor. Demek o maddeler
           kimin mülkü ise, bütün ondan yapılan şeyler de Onundur. Tarla kimin
           ise, mahsulât da Onundur. Deniz kimin ise, içindekiler de Onundur.
              Hem bak, bu dokunan şeyler, bu nescolunan münakkaş kumaşlar,
              ------------------
                  (Haşiye-12): İp ve ipe takılan taam ise, ağacın ince dalları ve leziz meyve-
           leridir.
                  (Haşiye-13): İki tulumbacık ise, vâlidelerin memelerine işarettir.
                  (Haşiye-14):  Unsurlar,  madenler  ise  pek  çok  muntazam  Vazifeleri
           bulunan ve İzn-i Rabbanî ile her muhtacın imdadına koşan ve Emr-i İlahî ile herbir
           yere giren, meded veren ve hayatın levazımatını yetiştiren ve Zîhayatı emziren ve
           Masnuat-ı İlahiyenin nescine, nakşına menşe ve müvellid ve beşik olan hava, su,
           ziya, toprak unsurlarına işarettir.
   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242