Page 252 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 252
۪ ي عت َ نْ۪هب ۪و ِ
َ َ
َ
ْ
[Medine-i Münevvere'de bulunan mühim bir
Âlimin Bedîüzzaman Hazretlerinin Tarihçe-i
Hayatı için yazdığı bir "Önsöz"dür.]
Büyük İkbal'e aid olan "Önsöz"de demiştim ki: Büyüklerin
tarih-i hayatları okunurken, ulvî menkıbeler söylenip, aziz hatıraları
anılırken; İnsan, başka bir Âleme girdiğini hissediyor. Gönlünü, ter-
temiz sevgi hislerinin ulvî ateşi yakıyor ve İlahî Feyzi sarıyor. Tarih
öyle büyük İnsanlar kaydeder ki; birçok büyükler, Onlara nisbetle
küçük kalır.
Tarihe şerefler veren Erler anılırken
Yükselmede Ruh en geniş Âlemlere yerden...
Bin rayihanın Feyzi sarar Ruhu derinden
Geçmiş gibi Cennet'teki gül bahçelerinden...
Bu derin Hakikatı, "Önsöz"ü yazarken bütün Azamet ve
İhtişamıyla idrak etmiş bulunuyorum. Zira aziz ve muhterem
okuyucularımıza en derin bir İhlas ve Samimiyetle takdim ettiğimiz
bu eser, hemen bir asra yaklaşan uzun ve bereketli ömrünün her saf-
hası binlerle hârikaya sahne olan, Gönüller Fâtihi büyük Üstad Be-
dîüzzaman Said Nursî'ye, Onun yüzotuz parçadan ibaret olan Risale-
i Nur Külliyatı'na; ve Ahlâk ve Faziletleri, İhlas ve Samimiyetleri,
İman ve İrfanları ile hayatın her safhasında sadece bir ülkeye değil,
bütün İnsanlık Âlemine tertemiz örnekler vermekte devam eden Nur
Talebelerine aid'dir.
Bir kitabın "Mukaddeme"sini, o kitabın hülâsası diye tarif
ederler. Halbuki her mevzuu müstakil bir esere sığmayacak kadar de-
rin ve geniş olan bu muazzam Kitabın muhteviyatını, böyle birkaç
sahifelik Mukaddemeye sığdırmak kabil midir?