Page 88 - Risale-i Nur - Asa-yı Musa
P. 88

90                                                                                                                                       ASA-YI MUSA

             Risalet-ün Nur'un hem iki kerre ismine, hem suret-i mücahedes-
          ine, hem tahakkukuna ve te'lif ve tekemmül zamanına tam tamına te-
          vafukuyla beraber ehl-i küfrün bin ikiyüz doksanüç (1293) harbiyle
          Âlem-i  İslâm'ın  Nurunu  söndürmeye  çalışması  tarihine  ve  Birinci
          Harb-i Umumî'den istifade ile bin üçyüz otuzsekiz (1338)de bil'fiil
          Nurdan zulümata atmak için yapılan dehşetli muahedeler tarihine tam
          tamına tevafuku ve içinde mükerreren Nur ve zulümat karşılaştırıl-
          ması ve bu Mücahede-i Maneviyede Kur'anın Nurundan gelen bir
          Nur, Ehl-i İmana bir Nokta-i İstinad olacağını mana-yı işarî ile haber
          veriyor diye Kalbime ihtar edildi. Ben de mecbur oldum, yazdım.
          Sonra baktım ki; manasının münasebeti bu asrımıza o kadar kuvvet-
          lidir ki, hiç tevafuk emaresi olmasa da yine bu Âyetler her asra bak-
          tığı gibi mana-yı işarî ile bizimle de konuşuyor kanaatım geldi.
                                                              َٓ ِ
                                                        ِ
                 Evet  evvelâ:  Başta  ۪دشرلا ۪يبت۪دق ۪ ۪ ِني   دلا ۪فِ۪هارْكا ۪ َ۪لا   Cümlesi,
                                           َ َّ َ َ ْ َ
                                     ُ ْ ُّ
                                                         َ َ
                                                    ِّ
          makam-ı cifrî ve ebcedî ile bin üçyüz elli (1350) tarihine parmak ba-
          sar ve mana-yı işarî ile der: Gerçi o tarihte, Dini dünyadan tefrik
          ile Dinde ikraha ve icbara ve Mücahede-i Diniyeye ve Din için
          silâhla Cihada muarız olan hürriyet-i vicdan, hükûmetlerde bir
          kanun-u esasî, bir düstur-u siyasî oluyor ve hükûmet lâik cum-
          huriyete  döner.  Fakat  ona  mukabil  manevî  bir  Cihad-ı  Dinî,
          İman-ı Tahkikî Kılıncıyla olacak. Çünki Dindeki Rüşd-ü İrşad
          ve Hak ve Hakikatı gözlere gösterecek derecede kuvvetli Bürh-
          anları izhar edib tebyin ve tebeyyün eden bir Nur Kur'an'dan
          çıkacak diye haber verip, bir Lem'a-i İ'caz gösterir.

                              ِ
                 Hem  tâ   ۪نودلاخ  Kelimesine  kadar  Risale-i  Nur'daki  bütün
                          َ ُ َ
          muvazenelerin aslı, menbaı olarak aynen o muvazeneler gibi müker-
          reren Nur ve zulümat ve İman ve karanlıkları karşılaştırmasıyla gizli
          bir emaredir ki, o tarihte bulunan Cihad-ı Manevî mübarezesinde bü-
          yük bir Kahraman; Nur namında Risale-i Nur'dur ki, Dinde bulunan
          yüzer Tılsımları keşfeden Onun Manevî Elmas Kılıncı, maddî kılınç-
          lara ihtiyaç bırakmıyor.

                 Evet hadsiz şükürler olsun ki, yirmi senedir Risale-i Nur bu
          İhbar-ı Gaybı ve Lem'a-i İ'cazı bil'fiil göstermiştir. Ve bu Sırr-ı Azîm
          içindir
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93