Page 205 - İhtişam Her Yerde
P. 205

HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR)


          yıl süren uzun bir zaman dilimini kapsamış ve kademe kademe ilerle-
          miştir.

              Bu du rum da, id dia edi len uzun dö nü şüm sü re ci için de sa yı sız "ara
          tür ler"in oluş muş ve ya şa mış ol ma la rı ge re kir.

              Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yan-
          dan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürün-
          gen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken,
          bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya

          çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat,
          eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış olduk-

          larına inandıkları bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
              Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sa-
          yılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve

          bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması
          gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:nu şöy -

          le açık la mış tır:
              Eğer te orim doğ ruy sa, tür le ri bir bi ri ne bağ la yan sa yı sız ara-ge çiş çe şit -
              le ri mut la ka ya şa mış ol ma lı dır... Bun la rın ya şa mış ol duk la rı nın ka nıt la -

              rı da sa de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu lu na bi lir. (Char les Dar win, The
              Ori gin of Spe ci es: A Fac si mi le of the First Edi ti on, Har vard Uni ver sity
              Press, 1964, s. 179)

              Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir
          türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir

          açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabı-
          nın "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle
          yazmıştı:

              Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden
              sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir
              karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli ye-

              rinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sa-



                                                                                      203
   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210