Page 106 - Rumilik Tehlike Mi
P. 106

104                  Rumilik Tehlike mi?



               Lynn Margulis’in söylediği gibi rastgele mutasyonların yeni türleri oluş-
            turan evrimsel değişikliğe yol açtığına dain tek bir delil yoktur.
               Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı, yani genetik bilgiyi geliştiren
            mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu
            görüldü. Anlaşıldı ki, evrim teorisinin "evrim mekanizması" olarak göster-
            diği mutasyonlar, gerçekte canlıları sadece tahrip eden, sakat bırakan gene-
            tik olaylardır. (İnsanlarda mutasyonun en sık görülen etkisi de kanserdir.)

            Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizması" olamaz. Doğal
            seleksiyon ise, Darwin'in de kabul ettiği gibi, "tek başına hiçbir şey yapa-
            maz." Bu gerçek bizlere doğada hiçbir "evrim mekanizması" olmadığını
            göstermektedir. Evrim mekanizması olmadığına göre de, evrim denen
            hayali süreç yaşanmış olamaz.


               Fo sil Ka yıt la rı: Ara Form lar dan Eser Yok
               Evrim teorisinin iddia ettiği senaryonun yaşanmamış olduğunun en
            açık göstergesi ise fosil kayıtlarıdır.
               Evrim teorisinin bilim dışı iddiasına göre bütün canlılar birbirlerinden

            türemişlerdir. Önceden var olan bir canlı türü (ki bu türün de nasıl ortaya
            çıktığı konusunda evrimcilerin bir açıklaması yoktur), zamanla bir diğeri-
            ne dönüşmüş ve bütün türler bu şekilde ortaya çıkmışlardır. Teoriye göre
            bu hayali dönüşüm yüz milyonlarca yıl süren uzun bir zaman dilimini kap-
            samış ve kademe kademe ilerlemiştir.
               Bu durumda, iddia edilen uzun dönüşüm süreci içinde sayısız "ara tür-
            ler"in oluşmuş ve yaşamış olmaları gerekir.

               Örneğin geçmişte, balık özelliklerini taşımalarına rağmen, bir yandan
            da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-yarı sürüngen canlı-
            lar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özelliklerini taşırken, bir yandan da
            bazı kuş özellikleri kazanmış sürüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır.
            Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar
            olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali
            varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
               Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayılarının
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111