Page 103 - Rumilik Tehlike Mi
P. 103
Adnan Oktar (Harun Yahya) 101
La marck'ın Yanılgısı
Pe ki bu "fay da lı de ği şik lik ler" na sıl olu şa bi lir di? Dar win, ken di dö ne mi -
nin il kel bi lim an la yı şı için de, bu so ru yu La marck'a da ya na rak ce vap la ma -
ya ça lış mış tı. Dar win'den ön ce ya şa mış olan Fran sız bi yo log La marck'a gö -
re, can lı lar ya şam la rı sı ra sın da ge çir dik le ri fi zik sel de ği şik lik le ri son ra ki
nes le ak ta rı yor lar, ne sil den ne si le bi ri ken bu özel lik ler so nu cun da ye ni tür -
ler or ta ya çı kı yor du. Ör ne ğin La marck'a gö re zü ra fa lar cey lan lar dan tü re -
miş ler di, yük sek ağaç la rın yap rak la rı nı ye mek için ça ba lar ken ne sil den ne -
si le bo yun la rı uza mış tı.
Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni ad lı ki ta -
bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man la ba li na la ra dö -
nüş tü ğü nü id dia et miş ti. (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsi-
mile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, p. 184.)
Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20. yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li miy le ke sin le -
şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki ne sil le re ak ta rıl ma sı ef -
sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se lek si yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy -
la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma ola rak kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Darwinistler ise bu duruma kendilerince bir çözüm bulabilmek için
1930'ların sonlarında, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yaygın ismiyle
neo-Darwinizm'i ortaya attılar. Neo-Darwinizm, doğal seleksiyonun yanı-
na "faydalı değişiklik sebebi" olarak mutasyonları, yani canlıların genlerin-
de radyasyon gibi dış etkiler ya da kopyalama hataları sonucunda oluşan
bozulmaları ekledi. Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bil-
melerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-Darwinizm'dir.
Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün, bu canlıların,
kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organlarının "mutasyonla-
ra", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia
etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır:
Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman için canlılara
zarar verirler. Çernobil, Hiroşima, Nagazaki’de meydana gelen dehşet veri-