Page 29 - Darwinizmin Karanlık Büyüsü
P. 29

Harun Yahya (Adnan Oktar)



                 Oysa canl›l›k için gerekli fosfor, potasyum, magnezyum, oksijen, de-
            mir ve karbon gibi atomlar biraraya getirildi¤inde ortaya cans›z bir y›¤›n-
            dan baflka bir fley ç›kmaz. Ama evrimciler bu atom y›¤›n›n›n biraraya ge-
            lip, kendilerini çok iyi organize ettiklerini, her birinin uygun miktarlarda
            uygun yer ve uygun koflullarda aralar›nda en uygun ba¤lar› kurduklar›-
            n›, bu cans›z atomlar›n muhteflem organizasyonlar›n›n ve ifllerinin rast
            gitmesi sonucunda ise gören, duyan, konuflan, hisseden, gülen, sevinen,
            üzülen, ac›y› hisseden, keyiflenen, kahkaha atan, heyecanlanan, düflünen,
            seven, flefkat duyabilen, müzi¤in ritmini alg›layabilen, tatl›y› zevkle yi-
            yen, medeniyetler kurabilen, bilimsel araflt›rmalar yapabilen insanlar›n
            olufltu¤unu iddia ederler.
                 Kuflkusuz evrimcilerin bu anlatt›klar›n›n bir büyücü masal›ndan
            herhangi bir fark› yoktur.


                 Evrimciler Pagan (Putperest) Kabilelerde Oldu¤u
                 Gibi "Do¤a"y› ‹lahlaflt›r›rlar (Allah'› Tenzih Ederiz)
                 Evrimcilerin ak›l d›fl› varsay›mlar›ndan biri de do¤an›n yarat›c› bir
            güce sahip oldu¤una inanmalar›d›r. Bu tuhaf varsay›ma hem kendileri
                                       inan›rlar, hem de insanlar› buna inand›rma-
                                           ya çal›fl›rlar. Bu amaçla ellerindeki tüm
                                                    imkanlar› seferber ederler. Ör-
                                                        ne¤in televizyondaki baz›
                                                         belgesel programlar›n-
                                                          da, dergi, gazete ve ki-
                                                           taplarda do¤ada bulu-
                                                           nan herhangi bir güzel-
                                                           likten söz edilirken
                                                           "Bu, do¤an›n insana bir
                                                          arma¤an›d›r", "Tabiat
                                                          anan›n bir mucizesidir",
                                                        "Tabiat anan›n bir vergisi


                                                     Do¤a, a¤açlardan, tafllardan, topraktan, su-
                                                     dan oluflan bir bütündür. Bu bütün içinde
                                                     bir a¤ac›n, topra¤›n ya da suyun bir canl›
                                                     oluflturmas› ise mümkün de¤ildir. Ne var ki
                                                     evrimcilerin masals› anlat›mlar›, "Do¤a"ya
                                                     atfedilen böyle hayali iddialarla doludur.
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34