Page 31 - Darwinizmin Karanlık Büyüsü
P. 31
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Hayali "Tabiat Ana"n›n Yard›mc›s›:
Do¤al Seleksiyon
Evrimcilerin do¤ada kendilerince en çok sayg› duyduklar› ve sözde
yaratma gücünü en fazlas›yla atfettikleri mekanizman›n ismi "do¤al se-
leksiyon"dur. Do¤al seleksiyon gerçekten de do¤adaki canl›lar aras›nda
gözlemlenen bir mekanizmad›r. Ancak hiçbir zaman evrimcilerin hayal
ettikleri gibi canl›lar› gelifltirme ve yeni bir tür yaratma yetene¤ine sahip
de¤ildir.
Do¤al seleksiyon, Darwin'den çok önce sözü edilmifl do¤al bir süreç-
tir; ancak do¤al seleksiyonun sözde "yaratma gücü" oldu¤unu iddia eden
ilk kifli Darwin'dir. Charles Darwin teorisini, evrimlefltirici bir gücü oldu-
¤una inand›¤› "do¤al seleksiyon" mekanizmas›na dayand›rm›flt›r. Oysa
do¤al seleksiyon, sadece canl›lar›n bulunduklar› do¤a koflullar›na uyum
sa¤lad›klar›nda yaflamlar›n› ve nesillerini devam ettirebildiklerini, bu ko-
flullara uygun yap›da olmayanlar›n ise yok olacaklar›n› öngörür. Yani do-
¤al seleksiyonun canl›lar› evrimlefltirici bir gücü yoktur.
Bu konuyu flöyle bir örnekle aç›klayabiliriz: Bir co¤rafi bölgede bir
tanesi daha tüylü, di¤eri ise nispeten daha k›sa tüylere sahip iki benzer
köpek cinsinin yaflad›¤›n› varsayal›m. E¤er bu bölgede hava s›cakl›¤› eko-
lojik bir farkl›l›k nedeniyle önemli ölçüde düflerse, uzun tüylü köpekler
k›sa tüylü köpeklere göre so¤u¤a daha dayan›kl› olacaklard›r. Bir süre
sonra k›sa tüylü köpeklerin say›s› iyice azalabilir, daha s›cak bölgelere göç
edebilirler veya soylar› tamamen tükenebilir. Yani uzun tüylü köpekler
do¤al seleksiyonla seçilmifl ve avantaj kazanm›fl olurlar.
Ancak dikkat edilirse bu süreç, ortaya yeni bir köpek cinsi ç›karm›fl
de¤ildir. Do¤al seleksiyon mekanizmas›yla, sadece zaten var olan iki fark-
l› cinsten biri avantaj elde etmifltir. Ortada hiç uzun tüylü köpek yok iken,
do¤al seleksiyon sonucunda uzun tüylü köpekler oluflmufl de¤ildir. Bu
köpeklerin zamanla bir baflka canl› türüne dönüflmeleri de zaten kesinlik-
le söz konusu de¤ildir.
K›sacas› do¤al seleksiyon sonucunda ortaya yeni türler, yeni özellik-
ler ç›kmamakta, sadece zaten var olanlardan biri seçilmektedir. Yeni bir
29