Page 281 - Hazreti Muhammed (sav)
P. 281
Harun Yahya (Adnan Oktar)
malıdır. Bunlar, bir geçiş sürecinde oldukları için de, sakat, eksik, kusur-
lu canlılar olmalıdır. Evrimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkla-
rı bu hayali varlıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunların sayıla-
rının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olması gerekir. Ve bu
garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıtlarında rastlanması gere-
kir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu şöyle açıklamıştır:
Eğer te orim doğ ruy sa, tür le ri bir bi ri ne bağ la yan sa yı sız ara-ge çiş çe şit -
le ri mut la ka ya şa mış ol ma lı dır... Bun la rın ya şa mış ol duk la rı nın ka nıt la -
rı da sa de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu lu na bi lir. (Charles Darwin, The
Origin of Species, s. 172, 280.)
Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosillerinin bir
türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için büyük bir aç-
maz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin Kökeni kitabının
"Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle yaz-
mıştı:
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden
sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karma-
şa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara
geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok kat-
manında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her ta-
baka böyle bağlantılarla dolu değil? (Charles Darwin, The Origin of
Species, s. 172, 280)
Evrimciler, fosiller üze-
rinde yaptıkları yorum-
ları genelde ideolojik
beklentileri doğrultu-
sunda yaparlar. Bu ne-
denle vardıkları sonuç-
lar çoğunlukla güvenilir
değildir.
279