Page 110 - Hz. İsa (as) Gelecek
P. 110

108                    HZ. İSA (A.S.) GELECEK


            şahıs, ruh ya da mana gibi görünmez birer güç olarak tanım-
            lanması, Kuran ayetlerinde bildirilen Allah'ın adetullahı
            (Allah'ın kanunu) ile tamamen çelişmektedir. Tarih boyunca
            hiçbir elçi veya peygamber, bir şahs-ı manevi olarak gelme-
            miştir.
              Kuran'da çeşitli toplumlara gönderilen elçiler, nebiler ve
            resullerin hayatları, mücadeleleri ve tebliğleri hakkında pek
            çok bilgi verilmiştir. Yaşamlarının sonuna kadar gönderildikle-
            ri kavimleri hak dine davet etmiş, onları Allah'ın azabına karşı
            uyarıp korkutmuş ve iman edenleri cennetle müjdelemişlerdir.
            Yaşadıkları toplumlardaki inkarcıların baskılarına, kurdukları
            tuzaklara ve hak dine yönelik mücadelelerine sabır ve tevek-
            külle karşı koymuş, onları Allah'ın razı olacağı ahlakı yaşamaya
            çağırmışlardır. Tüm bu bilgiler bize, tarih boyunca hiçbir elçi,
            nebi veya resulün manevi bir şahıs olarak gönderilmediğini,
            tüm elçilerin birer fert olarak geldiklerini göstermektedir.
              Yüzyıllardır süregelen bu adetullah (Allah'ın kanunu), tüm
            İslam tarihinde olduğu gibi ahir zamanda gelecek olan Hz. İsa
            (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) için de söz konusudur. Ancak elbet-
            te ki tüm peygamber ve elçilerin olduğu gibi Hz. İsa (a.s.) ve
            Hz. Mehdi (a.s.)'ın da kendilerinden ayrı olarak şahs-ı manevi-
            leri de olacaktır. Kuran'da, gönderilmiş olan tüm peygamber
            ve elçilerin çevresinde, onlara inanan ve onların gösterdikleri
            hak yolu izleyen birer topluluk olduğu haber verilmiştir.
            Elçilere iman eden bu kimseler ve onların elçileriyle birlikte
            yapmış oldukları faaliyetlerin tümü, bu elçilerin şahs-ı manevi-
            lerini oluşturur.
              Kuran'da peygamberlerin hayatlarını anlatan kıssalarda bu
            durum açıkça görülmektedir. Örneğin Peygamberimiz (sav)'in
            ashabı, onun şahs-ı manevisini oluşturmuştur. Fakat bu,
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115