Page 153 - İnanç Gerçekleri
P. 153
Harun Yahya
ya kolonlar›na göre daha uzun olmalar›ndan ötürü, daha az yo¤un olma-
lar› gerekiyordu. Airy ve Pratt'in hipotezlerinin her ikisi de yüzeydeki dü-
zensizliklerin, yerkabu¤unun belirgin k›s›mlar›ndaki (da¤lar ve düzlük-
ler) kayalar›n yo¤unluklar›ndaki farklarla dengelendi¤ini belirtmifllerdir.
Bu denge durumu, "izostasi" olarak tarif edilmektedir. 32
Bugün biliyoruz ki, yeryüzünün kayal›k olan d›fl katman›, derin fay-
larla k›r›lm›flt›r ve erimifl magma üzerinde yüzen plakalar halinde parça-
lanm›flt›r. Dünya'n›n kendi ekseni çevresindeki dönüfl h›z›n›n çok yüksek
olmas›ndan ötürü, yüzen plakalar e¤er da¤lar›n sabitlefltirici etkisi olma-
sayd›, hareket halinde olacaklard›. Böyle bir durumda yeryüzü üzerinde
toprak birikmeyebilir, toprakta hiç su depolanmayabilir, hiçbir bitki filiz-
lenmeyebilir, hiçbir yol, ev infla edilemeyebilirdi; k›sacas› Dünya üzerin-
de hayat mümkün olmayabilirdi. Ancak Allah'›n rahmetiyle da¤lar t›pk›
çiviler gibi görev yaparak, yeryüzündeki hareketlili¤i büyük ölçüde engel-
lerler.
Görüldü¤ü gibi, modern jeolojik ve sismik araflt›rmalar sonucunda kefl-
fedilen da¤lar›n çok hayati bir ifllevi, yüzy›llar önce indirilmifl olan Kuran-
› Kerim'de Allah'›n yaratmas›ndaki üstün hikmete bir örnek olarak veril-
mifltir. Bir ayette flöyle buyrulur:
... Arzda da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r diye sars›lmaz da¤lar b›rakt›...
(Lokman Suresi, 10)
Da¤lar›n Hareket Etmesi
Bir ayette da¤lar›n göründükleri gibi sabit olmad›klar›, sürekli hare-
ket halinde bulunduklar› flöyle bildirilmektedir:
Da¤lar› görürsün de, donmufl san›rs›n; oysa onlar bulutlar›n sürük-
lenmesi gibi sürüklenirler... (Neml Suresi, 88)
Da¤lar›n bu hareketi, üzerinde bulunduklar› yer kabu¤unun hareke-
tinden kaynaklan›r. Yer kabu¤u kendisinden daha yo¤un olan manto ta-
bakas› üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. ‹lk olarak 20. yüzy›-
l›n bafllar›nda Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adam›, yeryüzünde-
ki k›talar›n Dünya'n›n ilk dönemlerinde birarada bulunduklar›n›, daha son-
ra farkl› yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayr›l›p uzaklaflt›klar›n› öne
sürmüfltü.
151