Page 131 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 131
SEKİZİNCİ ŞUA 133
ِ
ِ
ِ ِ
ثدحف كبر ِ ةمعنب امَا و Âyeti izharına emreder. Benim için medar-ı
ِّ َ َ َ َ
َّ
َ
َ ْ
ِّ
fahr ve gurur olacak bir liyakatım ve istihkakım olmadığını kasemle itiraf
ediyorum. Ben çekirdek gibi çürüdüm ve kurudum. Bütün Kıymet ve
Hayat ve Şeref o çekirdekten çıkan Şecere-i Risale-i Nur ve Mu’cize-i
Mâneviye-i Kur'âniyeye geçmiş biliyorum. Ve öyle îtikad ettiğimden
İ’caz-ı Kur'ânî hesabına izhar ederim. Bütün Kıymet bir Mu’cize-i
Kur'âniye olan Risale-i Nurdadır. Hattâ eskiden beri taşıdığım
Bediüzzaman ismi Onun imiş.. yine Ona iade edildi. Risale-i Nur ise,
Kur'anın malıdır ve mânasıdır. Bu Remizde hususî kanaatımı te'yid eden
ve kendime mahsus çok emâre ve karineler var. Fakat başkalara isbat
edemediğimden yazamıyorum. Yalnız iki-üçüne işaret etmeğe münasebet
gelmiş.
B i r i n c i s i : Ben Celcelûtiyeyi okuduğum vakit, sair
Münâcatlara muhalif olarak kendim bizzat hissiyatımla Münâcât ediyorum
diye hissederdim. Ve başkasının Lisaniyle taklidkârane olmuyordu. Benim
için gayet fıtrî ve dertlerime alâkadar ve Tefekkürât-ı Ruhiyeme hoş bir
zemin oluyordu. Birkaç sene sonra Kerametini ve Risale-i Nur ile
münasebetini gördüm ve anladım ki: O hâlet, bu münasebetten ileri gelmiş.
İ k i n c i s i : Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) başta:
ِ
ِ
ِ ِ ِ
ِ
ِ
ِ
توَطنا هنط ابب ٍرارسَا فشَك ٰلٰا ت دتها هب ح ر و ve ortalarında:
ْ
َ
َ
ْ َ ْ
ْ
ُ
َ َ ْ
ْ
ِ
ِ ِ
ِ
تَل جن ا ك ِ ب مي لح اي ٍمْلع رارسا ِ ۞ ب ةمارَك لٰلاجْلا اذ اي ن۪حنمَا و Ve âhirde:
َ
َ َ
َ
ً َ َ
َ
ُ
َ
َ ْ
َ ْ
َ
َ ْ
ْ
ْ
ِ
ِ
ِ
ٍ
تعمج ِق ِ ئٰلا خْلل ٍموُلع ر س و ۞ دمحم ِمع ِنبا و ِ لٰع لاقم
َ
َ
ُ
َ
ْ َ ٍ َ ُ َ َ
َّ َ ُ
ْ َ ُ
ِّ
ِّ
ِّ
Bir Hazine-i Ulûm olarak gösteriyor. Halbuki: Zâhirinde yalnız bir Münâ-
câttır. Hattâ İmam-ı Alinin (R.A) Hakikat-feşan sair Kasideleri ve ilmî
başka Münâcâtları gibi, Esrar-ı İlmiye ile tam münasebeti görünmüyor.
Benim hususî kanaatım şudur ki: Celcelûtiye, mâdem Risale-i Nuru içine
almış ve sinesine basıp mânevi veled gibi kabul etmiş, elbette