Page 126 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 126

128                                                                                   SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ




                                    ِ
                                     ِ
          der'akab   تَلجنا      تمْل    ظلا  هب  سٰوم  اصع  مسا  و Kelâmiyle dahi Risale-i
                                                        َ
                    ْ َ ْ
                            ُ َ
                                               َ َ ُ
                                         ٰ ُ
                                                     ْ
          Hurufiyeyi takib eden ve El-Âyet-ül-Kübra'dan ve başka Resail-i Nuriye-
          den  terekküp  eden  ve  Asâ-yı  Mûsa  namını  alan  ve  Asâ-yı  Musa  gibi,
          dalâletin ve şirkin sihirlerini iptal eden Risale-i Nurun şimdilik en son ve
          âhir  Risalesine  Asâ-yı  Mûsa  namını  vererek  işaretle  beraber  manevî
          karanlıkları dağıtacağını müjde ediyor.


                                   ِ
                 Evet ى   بُكلا  ِ   ةيلاْاب  و Kelimesiyle Yedinci Şuâ'a işareti, kuvvetli

                        ٰ ْ  ْ  َ     َ
          karineler  ile  isbat  edildiği  gibi,  aynı  Kelime,  diğer  bir  mâna  ile  elhak
          Risale-i Nurun Âyet-ül-Kübrası hükmünde ve ekser Risalelerin Ruhlarını
          cem'eden  ve  Arabî  bulunan  Yirmidokuzuncu  Lem'aya  bu  Kelâm
          بيك  َ َّ   تَ ا    لا  تاع   بت   ت   سم kaidesiyle ona bakıyor, efradına dahil ediyor. Öyle
                     ُ
                           َ َ ْ َ
                             ْ ُ
          ise:  Hazret-i  İmam-ı  Ali  (R.A.)  dahi  bu  Fıkradan  ona  bakıp  işaret  eder
          diyebiliriz.  Hem  sair  işârâtın  karinesiyle,  hem  Mektûbattan  sonra
          Lem'alara,  başka  bir  tarz-ı  ibare  ile  îma  ederek  Lem'aların  en  parlağının
          te'lifi dehşetli bir zamanda ve hapis ve idamdan kurtulmak ve Emniyet ve
          Selâmet bulmak için mâna-yı mecazî ve mefhum-u işarî ile Hazret-i Ali
          (R.A.)  kendi  Lisanını  büyük  tehlikelerde  bulunan  Müellifin  hesabına

                                  ِ
                                       ِ

          istimal ederek   تجفْلا  نم        ن۪مَا   ىبُك ْ  ا   ل  ِ    ي  ة َ     لاْا ِ   ب  و  yâni: "Yâ Rab ! Beni
                         ْ َ َ
                                                         َ
                                َ
                                      ِّ
                                            ٰ ْ
          kurtar, eman ve emniyet ver" diye Dua etmesiyle, tam tamına Eskişehir
          hapishanesinde  îdam  ve  uzun  hapis  tehlikesi  içinde  te'lif  edilen
          Yirmidokuzuncu  Lem'anın  ve  sahibinin  vaziyetine  Tevafuk  karinesiyle
          Kelâm, zımnî ve işarî delâlet ettiğinden diyebiliriz ki: Hazret-i İmam-ı Ali
          (R.A.)  dahi  bundan,  Ona  işaret  eder.  Hem  Otuzuncu  Lem'a  namında  ve
                                                           ِ
                                                                ِ
                                                               َ
          Altı Nükte olan Risale-i Esmaya bakarak  ن۪سحْلا      كئ   شامساب   و deyip sair
                                                         َ
                                                             ٰ
                                                                   َ
                                                 ٰ ُ
                                                              ْ
                                                   ْ
          işârâtın karinesiyle, hem Yirmidokuzuncu Lem'aya tâkib karinesiyle, hem
          ikisinin isimde ve Esma lâfzında Tevafuk karinesiyle, hem teşettüt-ü hale
          ve sıkıntılı bir gurbete
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131