Page 142 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 142

144                                                                                   SİKKE-İ TASDÎK-I GAYBÎ



          anladım.  O  Şeyhime  dedim:  "Sen  Tabibim  ol."  Elhak  o Tabibim  oldu.
          Fakat pek şiddetli Ameliyat-ı Cerrahiye yaptı. "Fütuh-ül-Gayb" Kitabında
          "Yâ gulâm!" tâbir ettiği bir Talebesine pek müdhiş Ameliyat-ı Cerrahiye
          yapıyor. Ben kendimi o gulâm yerine vaz'ettim.

                                                  ِ
                                                  َ
                 Fakat pek şiddetli hitab ediyordu.  قفانمْلا ايَُّا "ey Dinini dünyaya
                                                     ُ
                                                         َ
          satan riyakâr" diye diye yarısını ancak okuyabildim. Sonra o Risaleyi terk-
          ettim. Bir hafta bakamadım. Fakat Ameliyat-ı Cerrahiyenin arkasından bir
          lezzet geldi; iştiyak ile o mübarek Eseri acı tiryak gibi veya sulfato gibi
                ِ ِ
          içtim.  للّٰ  دمحْلَا,  kabahatlerimi  anladım,  yaralarımı  hissettim,  gurur  bir
                 ه
                    ُ ْ َ
          derece kırıldı." Hocamızın sözü bitti.

                 İşte  Hocamızın  bu  Macera-yı  Hayatiyesi  gösteriyor  ki,  Hazret-i
          Şeyhin müteveccih olduğu ve ehemmiyetle bahsettiği ve istikbalde gelecek
          Müridi bu olmak için kuvvetli bir ihtimaldir. Hazret-i Şeyhin vefatından
          sonra  hayatta  oldukları  gibi  tasarrufu  Ehl-i  Velayetce  kabûl  edilen  üç
          Evliya-yı Azîmenin en âzamı O Hazret-i Gavs-ı Geylânî'dir. Ve demiş:

                           ِ

                 َ
                                                             َ
           برغت  لا   ٰلٰع   ْلا  كَلف   ٰلٰع  ادبَا    ۞   انسمش  و   ينلولاْا      سومش  تَلفَا
                                                                          ْ َ
                                                                  ُ ُ ُ
                             َ
          ُ ُ ْ َ
                                                         َ َّ
                                  َ
                                      ً َ
                                               َ ْ َ َ
                      ُ
                                                ُ
          Fıkrasiyle  ba'del-memat  Dua  ve  Himmetiyle  Müridlerinin  arkasında  ve
          önünde  bulunmasiyle,  böyle  hârika  Keramet-i  Acîbe  ile  meşhur  bir  Zat,
          elbette böyle bir zamanda kıymetdar bir Hizmet-i Kur'aniye bir Müridinin
          vâsıtasiyle  olacağını  Onun  görmesi  ve  göstermesi  şe'nindendir.  Hazret-i
          Şeyhin bahsettiği ehemmiyetli Müridi ve Talebesi ve Himayegerdesi olan
          Şahıs, binden sonra, ondördüncü asırda geleceğine bir îmadır.

                  Süleyman,  Sabri,  Zekâi,  Âsım,  Re'fet,  Ali,  Ahmed  Husrev,
                  Mustafa  Efendi  (R.H.),  Rüşdü,  Lütfü,  Şamlı  Tevfik,  Ahmed
                  Galib  (R.H.),  Zühtü,  Bekir  Bey,  Lütfi  (R.H.),  Mustafa,
                  Mustafa, Mes'ud, Mustafa Çavuş (R.H.) Hâfız Ahmed (R.H.),
                  Hacı Hâfız (R.H.), Mehmed Efendi (R.H.), Ali Rıza.

                                          * * *
   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147