Page 179 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 179

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                              181


           Nurlu ve Kudsî Mektublarınız yekdiğerini tâkib ettikçe, Hakikaten Tahkikî
           Îmanın kemale doğru seyran ettiği görülüyor. Bu âciz Kardeşiniz şüphesiz
           bir  surette  Îman  ettim  ki:  Şeriat-ı  Garra-i  Ahmediye  Aleyhissalâtü
           Vesselâmın Hakaikına, Ruhuna nüfuz etmenin en kısa, en hatarsız, en
           zevkli Tarîkı, Risale-in-Nura İntisabladır.

                  Evet, bahtiyar odur ve ona derler ki: Risalet-ün-Nura intisab etmiş,
           bütün  Mü'minleri  kendisine  tam  hakikî  Kardeş  bilip  bu  zulmetli  asırda
           Îman-ı Tahkikî  Nuriyle  Cadde-i Kübrâ-yı Ahmediyeyi  (A.S.M.)  buluyor.

                                                          ِ
           Nihayetsiz  şekillere, karışıklıklara  rağmen  للّٰا ِمبِ ile açılan Risalet-ün-
                                                     ه
                                                         ْ
           Nur  kapısından  girince,  tıfıl  iken  "Ümmetî"  diyen  Şefîini  ciddî  sevmek,
           yâni  Sünnet-i  Seniyyesine  ittiba  eylemenin  muaccel  mükâfatı  olarak
           buluyor. Her Emri işlerken, bu Emri Cânib-i Haktan bu Ümmete Getireni;
           her Nehyi yapmamağa cebrederken, bu Nehyi Taraf-ı İlâhîden bu Ümmete
           Getireni  düşüne  düşüne,  Derslerde  geçtiği  gibi,  bütün  ömür  dakikaları
           İbadet  olabilir.  Ve  O  Habib-i  Hüda,  O  Şefî-i  Rûz-i  Cezâyı  her  işinde
           nümune  etmek  azminden  mütevellid  Muhabbet,  o  Habîbin  bulunduğu


           Âleme göçmeyi sevdirecek hale getiriyor ve böylece  وتو ُ   مت   نَا  َلبق  او   توم
                                                            ا

                                                                   ْ َ ُ
                                                                        ْ َ
                                                                             ُ ُ
           Sırrı     tezahür     ediyor.     Tezekkür - ü  Mevt     veya     Rabıta - i  Mevt,
                        ِ
                    ِ
           ٍ
                              ٍ
             ةنس   ِ   ةدابع نم يرخ ةعاس ر  كفت
                            َ
                                      َ َ
                 َ َ
            َ
                      ْ
                               َ َ ُ
              َ
                          ٌ ْ

                  E  l  h  â  s  ı  l  :  Ne  arasak,  hep  Risalet-ün-Nurda  güneş  gibi
           görünüyor.  Risalet-ün-Nur Şâkirdleri  dikkat  etseler,  daha  bu  fâni âlem-
                             ِ
                       ِ
           de   iken    ىدمحَا دمحْلا     ءاو ِ   ل    (Aleyhissalâtü Vesselâm)  altında  bulun-
                                   ُ َ
                        َ ْ
                              ْ َ
           duklarını İnayet-i Hakla anlarlar.

                  Âcizane  fehmedebildiğim  şu  anda  Kalbime  gelen  Hakikatlara
           istinaden  diyeceğim  ki:  Bu  dalâlet  ve  bid'aların  ve  dinsizliğin  tâun  ve
           vebâdan daha ziyade ve daha şiddetli sârî illetlerine karşı Risalet-ün-Nurun
           getirdiği ve tâlim ve tefhim ettiği çok Hakikatlardan Sünnet-i Ahmediyeye
           (A.S.M.)  Temessük  Dersini  en  hakikî  olarak  alan,  Risalet-ün-Nur
           Şâkirdleridir. Onlar bu Temessük ve
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184