Page 21 - Risale-i Nur - Sikke-i Tasdik-i Gaybi
P. 21

PARLAK FIKRALAR ve GÜZEL MEKTUBLAR                                               23


                    Yine  Peygamber  Aleyhissalâtü  Vesselâmın  Mektubuyla  münase-
           betdar üçüncü bir Tevafuk: Milâsdan gelen ve oraya gönderilen Kitabların
           listesini  bir  sebebe  binaen  saklamak  lâzım  gelmişti.  Üstadım,  bu  listeyi
           saklamak için bana verdiğini biliyormuş. Bir gün o listeye lüzum olacağını
           düşünerek, benden isteyecekti. Fakat istememişti. O gece kalkar, o listeyi
           Seccadesinin yanında görür, hayret eder. Bu saklandığı yerden çıkıp, nasıl
           burada bulunsun! Sabahleyin benden soruyor. "Ben getirmedim, haberim
           yok"  dedim.  Zaten  gece  yanına  çıkmamıştım.  Bunda  bir  mânâ  var.  Biz
           düşündük, aynı gün Milâsdan listeye göre Kitab istemeye bir hak kazan-
           mak  için,  Hazret-i  Peygamber  Aleyhissalâtü  Vesselâmın,  Mısır  azizi
           Mukavkıs'e yazdığı Mektub, eski Mısırlılara aid Kitablar içinde bulunarak
           İstanbul'a gönderilmiş. Bu Mektubun fotoğrafla alınan aynının bir sureti, o
           gecenin  gündüzünde  bize  geldi,  o  geceki  liste  hâdisesine  Tevafuk  etti.
           Bunda  şüphemiz  kalmadı  ki,  saklı  olan  o  listenin  kendi  kendine  orada
           bulunması, bu Mektub-u Nebeviyenin gelmesine bir istikbal ve bir işaret
           idi.

                  İşte  o  günlerde  Hazret-i  Peygamber  Aleyhissalâtü  Vesselâm
           Rü'yada Risale-i Nurla münasebetdar görülmesi ve Mektub da aynı vakitte
           gelmesi,  o  günlerde  te'lif  edilen  hastalara  aid  yirmibeş  Deva-yı  Mânevi-
           yeyi beyan eden "Yirmibeşinci Lem'a" ve İktisada aid "Ondokuzuncu
           Lem'a"  ve  onların  akabinde  İhtiyarlara  aid  yirmialtı  Ricayı  beyan  eden
           "Yirmialtıncı  Lem'a"nın  Te'lif  zamanlarına  Tevafuk  etmesi  şüphe
           bırakmıyor  ki:  Bu  üç  Risale,  Hazret-i  Peygamber  Aleyhissalâtü
           Vesselâmın Makbûliyetine mazhar olmuş.

                  Yine Risale-i Nurla münasebeti tahakkuk eden hâdiselerden birisi
           de  şudur  ki,  Risale-i  Nurun  Ispartaya  Medar-ı  Bereket  olduğunu  çok
           emarelerle gördük ve görüyoruz. Ezcümle:

                  Şükrü  Efendi  hem  kendi  köşkünü,  hem  merhum  Kardeşi  Nuri
           Efendinin köşkünü Risale-i Nurun Ders ve Te'lifine verdiği bir zamanda
           onun  şehirdeki  evine  muttasıl  büyük  bir  haliçe  binası  ateş  aldı.  Bütün  o
           büyük  bina  yandığı  halde,  Şükrü  Efendinin  evine  sirayet  etmedi,  hattâ
           yanan  haliçe  binasının  müştemilâtından  olup,  haliçe  binası  ile  Şükrü
           Efendinin hanesine bitişik olan ahşap odunluk dahi yanmadı. Bu vaziyeti
           gören herkes hayret içinde kaldı. Fakat Risale-i Nur ile alâkaları olanların
           şüpheleri,
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26