Page 250 - Münafığın Sırları
P. 250
248 MÜNAFIĞIN SIRLARI
İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekaniz-
manın tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size,
odanızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar
biraraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi de-
se ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını
şuursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluşturan
alet tesadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün
de tesadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de
geçerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla
toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güç-
lendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sin-
yallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu
gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi se-
se de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürül-
tülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net ses-
ler beyinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın sen-
fonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü du-
yarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses dü-
zeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir.
Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılı-
yorsa, ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses
kayıt cihazları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan
müzik sistemleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak, tüm tekno-
lojiye, bu teknolojide çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağ-
men kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamış-
tır.