Page 89 - Münafığın Sırları
P. 89
Harun Yahya (Adnan Oktar) 87
çekinmeden birbirleri aleyhinde ifadeler verebilir ve birbirleri-
ni tuzağa düşürmeye kalkabilirler. Kendi çıkarları için karşıla-
rındaki herkesi rahatlıkla gözden çıkarabilirler.
KALPTEN ALLAH'A İMAN ETMEMELERİ
Münafıkların en belirgin özelliklerinden biri Allah'a olan
imanlarının sadece dillerinde olmasıdır. Her münafık imanlı ol-
duğunu, Allah'tan korktuğunu, ahirete ve hesap gününe inan-
dığını iddia eder. Ancak yaşam tarzlarına, ruh hallerine bakıldı-
ğında bu iddialarında samimi olmadıkları anlaşılır.
Bu aşamada, münafıkların kalpten Allah'a iman etmedikle-
rini anlayabilmek için şu konuyu açıklığa kavuşturmak gerekir:
Bir insanın Allah'a iman etmesi ne demektir?
İnsanlar Allah'a iman etmek deyince genellikle, başlangıç
olarak herşeyi Allah'ın yarattığını ve sonra da insanı kendi 'ak-
lına' terk ettiğini düşünürler. (Allah'ı tenzih ederiz) Halbuki
Allah'a iman etmek bazı insanlar tarafından bilinenden çok
daha derin bir konudur. Allah'a imanın getirdiği bir derinlik
vardır. Örneğin iman eden kişi, Allah'ın büyüklüğünü, sonsuz
gücünü, adaletini ve Kuran'da "İsimlerin en güzeli Allah'ın-
dır" (Araf Suresi, 180) ayetiyle bildirilen tüm üstün sıfatlarını
takdir edebilen kişidir. Ayrıca Allah'a iman eden kişi de O'nun
sonsuz gücünü kavradığı için büyük bir Allah korkusuna ve
candan bir Allah sevgisine sahiptir.
Ancak gerçek imanı kavramamış kişilerde yukarıda belirt-
tiğimiz çarpık Allah inancı hakimdir. Nitekim inkarcıların 'ken-
dilerine özgü' bu saçma inançları ayetlerde şöyle bildirilir:
Andolsun onlara; "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye