Page 251 - Tarihi Bir Yalan Kabataş Devri
P. 251
ADNAN OKTAR (HARUN YAHYA)
ları kimya ve fiziktir. Yelpazede bunlardan sonra biyoloji bilimleri,
sonra da sosyal bilimler gelir. Yelpazenin en ucunda, yani en "bilim
dışı" sayılan kısımda ise, Zuckerman'a göre, telepati, altıncı his gibi
"duyum ötesi algılama" kavramları ve bir de "insanın evrimi" var-
dır! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu şöyle açıklar:
Objektif gerçekliğin alanından çıkıp da, biyolojik bilim olarak varsa-
yılan bu alanlara -yani duyum ötesi algılamaya ve insanın fosil tarihi-
nin yorumlanmasına- girdiğimizde, evrim teorisine inanan bir kimse
için herşeyin mümkün olduğunu görürüz. Öyle ki teorilerine kesin-
likle inanan bu kimselerin çelişkili bazı yargıları aynı anda kabul et-
meleri bile mümkündür. 110
İşte insanın evrimi masalı da, teorilerine körü körüne inanan
birtakım insanların buldukları bazı fosilleri ön yargılı bir biçimde
yorumlamalarından ibarettir.
Dar win For mü lü!
Şimdiye kadar ele aldığımız tüm teknik delillerin yanında, is-
terseniz evrimcilerin nasıl saçma bir inanışa sahip olduklarını bir de
çocukların bile anlayabileceği kadar açık bir örnekle özetleyelim.
Evrim teorisi canlılığın tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedir.
Dolayısıyla bu akıl dışı iddiaya göre cansız ve şuursuz atomlar bi-
raraya gelerek önce hücreyi oluşturmuşlardır ve sonrasında aynı
atomlar bir şekilde diğer canlıları ve insanı meydana getirmişlerdir.
Şimdi düşünelim; canlılığın yapıtaşı olan karbon, fosfor, azot, po-
tasyum gibi elementleri biraraya getirdiğimizde bir yığın oluşur. Bu
atom yığını, hangi işlemden geçirilirse geçirilsin, tek bir canlı oluş-
turamaz. İsterseniz bu konuda bir "deney" tasarlayalım ve evrimci-
lerin aslında savundukları, ama yüksek sesle dile getiremedikleri id-
diayı onlar adına "Darwin Formülü" adıyla inceleyelim:
Evrimciler, çok sayıda büyük varilin içine canlılığın yapısında
249