Page 111 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 111

Kötülü¤ün Sessiz Dilini Konuflanlar         109

            şam sürmekten başka çıkar bir yol kalmadığına kendisini ikna
            etmeye çalışır. Adeta ölümü beklercesine çeşitli faaliyetlerle
            oyalanmaya, yaptığı samimiyetsizliğin dünyada ve ahirette ne-
            den olabileceği  telafisi mümkün olmayan tehlikeleri unutmaya
            çalışır. Zira Allah  "İnsanlardan öyleleri vardır ki: "Biz
            Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış
            değillerdir. (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar.
            Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda
            değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıkları-
            nı arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı,
            onlar için acı bir azap vardır." (Bakara Suresi, 8-10) ayetle-
            riyle kendilerini ve iman edenleri samimiyetsizce aldatmaya ça-
            lışan bu insanlar için acı bir azap olduğunu bildirmektedir. Söz
            konusu kimseler de bu durumun şuurundadırlar.
               Ancak Allah'tan gereği gibi korkmamaları nedeniyle bu ger-
            çeği düşünmek yerine kendilerine hatırlatılan azabı unutmaya
            çalışırlar. Bunun için kimi zaman bedensel olarak yorucu işler-
            le oyalanarak, kimi zaman yoğun zihin meşgul eden işlere dala-
            rak, kimi zaman da yalnızca bitkin ve miskin bir şekilde uyuya-
            rak vakit tüketirler. İşte bu aşamada şeytanın görevi de büyük
            çapta sona ermiş olur. Bu duruma getirdiği; içten içe inanılmaz
            şekilde çürütüp çökerttiği bir insanla artık daha fazla vakit kay-
            betmesine gerek kalmamıştır. Ara ara onun bu düşüncelerini
            tazelemesi, ona durumunun vehametini, çözümsüzlüğünü ve
            içerisinde bulunduğu çaresizliği hatırlatarak onu üzüntüye dü-
            şürmesi yeterli olacaktır. Çünkü artık bu aşamadan sonra kişi
            şeytanın görevini tüm detaylarıyla kendisi üstlenmiş olacak;
            onun binlerce kez kafasından geçirerek ezberlettiği fikirlerini,
            artık kendi kendine tekrarlayıp hatırlatacaktır. Artık bunlar
            onun için bir vesvese ya da kuruntu olarak değil, kesin gerçek-
   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116