Page 106 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 106

104                  KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹

               Herşeyden vazgeçmiş gibi ölümü bekleyen
               bir karakter sergilemeleri

               Kötü ahlakın verdiği vicdani sıkıntı ve yaptığı ciddi baskı bir
            insanın uzun süre dayanabileceği bir durum değildir. Allah kor-
            kusu olan, şuuru açık bir insan bu vicdan azabına fazla dayana-
            maz ve hemen Allah'a sığınıp O'na teslim olur. Normal bir akıl
            seviyesine sahip olan her insan vicdan üzerindeki bu baskının
            bedenine ciddi şekilde zarar verdiğini, çok sağlıklı bir insanın
            bedeninin bile buna uzun bir süre dayanamayarak iflas edebi-
            leceğini hisseder.
               Vicdan azabı insanı maddi manevi çok büyük bir sıkıntı içine
            sokar. Kuran'da, doğru olan tavrın Peygamberimiz (sav)'e des-
            tek olmak olduğunu bildikleri halde, bundan kaçınan kimselerin
            yaşadığı vicdan azabının şiddetine şöyle dikkat çekilmiştir:
                (Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı).
                Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara
                dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı)
                gelmişti ve O'nun dışında (yine) Allah'tan başka bir
                sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe et-
                sinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz
                Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirge-
                yendir. (Tevbe Suresi, 118)
               Kuran'da verilen bu örnekte olduğu gibi, Kuran ahlakına
            uygun hareket etmeyen her insan benzer bir vicdan azabı içe-
            risinde yaşayacaktır. Bu Allah'ın insanlara bir rahmeti, doğru
            yolu görmeleri için yarattığı özel bir durumdur. Ancak şeytanı
            kendilerine rehber edinen kimseler, bu durumu da görmezlik-
            ten gelir ve vicdanlarının sesine uymamakta diretirler. Bunun
            yerine azap ve sıkıntı içerisinde yaşamayı, nimetlerden güzel-
            liklerden zevk almadan ömür tüketmeyi kabullenirler. Ku-
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111