Page 110 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 110
108 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
içinden çıkılması çok emek gerektiren konular' olduğunu savu-
narak vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar. 'Samimiyetle ellerin-
den gelen herşeyi yaptıklarını ama her yolu denedikleri halde
bir türlü sonuç alamadıklarını, bir türlü sorunlarının üstesin-
den gelemediklerini iddia ederler. Ortada "kısır bir döngü" ol-
duğunu, çözümsüzlüğün onları zaruri olarak çaresizliğe sürük-
lediğini öne sürerler. Sığındıkları bu samimiyetsiz bahaneye gö-
re, bu onların elinde olan bir durum değildir; içerisinde bulun-
dukları durum ve yaşadıkları olaylar onları bu kanaate zorla-
maktadır.' Artık hüzne kapılmış ve ümitlerini kaybedenlerden
olmuşlardır. Şeytan bu insanlar üzerinde oynadığı oyunu ta-
mamlamıştır.
Ancak şu da unutulmamalıdır ki söz konusu insanlar, öne
sürdükleri tüm bu bahanelerin samimiyetsizliğini ve gerçek dı-
şı olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ümitsizliğin, tevekkülsüzlü-
ğün ve böylesine çaresiz bir üslubun Kuran ahlakına hiçbir şe-
kilde uygun olmadığının farkındadırlar. Vicdanları an an kendi-
lerine yaptıkları samimiyetsizliği hatırlatmakta, onları Kuran
ahlakına uygun şekilde düşünmeye çağırmaktadır. Ancak onlar
şeytanın gösterdiği bu yolu nefislerinin azgınlığı uğruna bile bi-
le bir bahane olarak kullanmaktadırlar.
Vicdanlarını bile bile örtüp, samimiyetsizliği tercih etmeleri
bu insanların derin bir vicdan azabı yaşamalarına neden olur.
Bu vicdan sıkıntısı nedeniyle hem zihinsel hem de fiziksel an-
lamda büyük bir çöküntü içerisine girerler. Şeytanın telkinleri-
ne kayıtsız şartsız uydukları için içerisinde bulundukları bu du-
ruma karşı mücadele edecek, samimiyetsizlikten kurtulmak
için yeni bir hamle yapacak gücü kendilerinde bulamazlar. Ön-
ceki bölümde anlattığımız gibi, böyle bir insan şeytanın etkisiy-
le herşeyi doğal akışına bırakıp sıkıntılarıyla, acılarıyla bir ya-