Page 160 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 160

158                  KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹

            yaslayarak, onların hatalarını gündeme getirerek yapmaya ça-
            lıştıkları ancak 'şeytani bir adalet sağlamak' olur. Çünkü bu-
            nunla asıl hedefledikleri şeytanın çarpık adalet anlayışıyla 'hak
            etmedikleri bir haklılık ve üstünlük elde edebilmektir' ki; bu da
            hiçbir zaman başarıya ulaşamayacakları boş bir çabadır. Bu da
            aynı şeytanın aldığı karşılık gibi Allah'ın adaletiyle karşılık bulur.
               Her insan kendi yaptıklarından sorumludur. İnsanın başka-
            larını yargılaması, kendisiyle kıyaslaması ahiretteki konumu açı-
            sından kendisine bir kazanç sağlamaz. Allah "Ve yine hayır;
            kendini kınayıp duran nefse de and ederim." (Kıyamet Su-
            resi, 2) ayetiyle kendini kınamayı bilen insanlar üzerine and iç-
            miştir. Unutulmamalıdır ki kendi nefsini kınayabilmek, hatalı
            yönlerini görüp kabul edebilmek güzel bir Müslüman özelliği-
            dir. İnsan ancak bu şekilde güzel bir ahlaka ulaşabilecek ve an-
            cak bu şekilde Allah'ın rahmetine kavuşabilecektir.


               Fitne ve fesat çıkarmaya çalıştıkları halde, "ıslah
               ediciler" olduklarını söylemeleri
               Allah'ın sonsuz adaletini, kaderin işleyişindeki mükemmelli-
            ği, Kuran ahlakının insanlara getirdiği huzur ve rahatlığı çok iyi
            bildikleri halde, gizliden gizliye haksızlığa uğradıklarına dair bir
            izlenim vermeye çalışan kimseler Allah Katında büyük bir so-
            rumluluk yüklenmektedirler. Bu tavırlarıyla müminler arasında
            fitne ve fesat çıkarmaya yönelik bir çaba içerisine girmiş olur-
            lar ki Kuran'da bu karakterdeki insanların, şerrinden sakınıl-
            ması gereken kimseler oldukları bildirilmiştir. Kuran'da "han-
            nas" olarak adlandırılan, kalplere gizlice vesvese verip fesat çı-
            karan bu insanların karakterleri ayetlerde şöyle tarif edilir:
                De ki: İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların maliki-
                ne, insanların (gerçek) ilahına; 'Sinsice, kalplere ves-
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165