Page 168 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 168

166                  KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹

                ğa uğradık. Eğer (bu söylediklerinize) bir son verme-
                yecek olursanız, andolsun, sizi taşa tutacağız ve mut-
                laka bizden yana size acı bir azab dokunacaktır. De-
                diler ki: "Uğursuzluğunuz, sizinledir. Size öğüt veril-
                di diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Hayır, siz ölçüyü
                taşıran bir kavimsiniz." (Yasin Suresi, 18-19)

               Ayetin devamında Allah kendilerine öğüt verildiği için uğur-
            suzluğa uğradıklarını iddia eden insanların bu durumlarının
            gerçekte ölçüyü taşıran kimseler olmalarından kaynaklandığını
            bildirmiştir. Böyle bir durumda Kuran ahlakına uygun olan
            davranış, kişinin başına gelen sıkıntının kendisine Allah'tan ge-
            len bir uyarı olabileceğini düşünerek Allah'tan korkup sakın-
            ması ve ahlakını düzeltmesidir.
               Allah'ın ahirette de azap verebileceği ihtimalini düşünmek,
            normal akla sahip bir insanda ciddi bir korku ve pişmanlık
            oluşturur. Yaptıklarını düşünür, tevbe edip şeytandan Allah'a
            sığınır ve niyetini tamamen değiştirir. Ancak bir kısım insanlar
            böyle bir durum karşısında da şeytan ile olan dostluklarında
            kararlılık gösterir ve haksızlığa uğradıkları düşüncesini daha da
            güçlendirerek çevrelerindeki insanlara iftira atmaya devam
            ederler. Allah Kuran'da söz konusu insanların bu yaklaşımları-
            nı başka örneklerle de açıklamaktadır:
                Onlara bir iyilik geldiği zaman "Bu bizim için" dedi-
                ler; onlara bir kötülük isabet ettiğinde (bunu da) Mu-
                sa ve beraberindekilerin bir uğursuzluğu olarak yo-
                rumlarlardı. Haberiniz olsun, Allah Katında asıl
                uğursuz olanlar kendileridir; ama onların çoğu bil-
                mezler. (A'raf Suresi, 131)

                Dediler ki: "Senin ve seninle birlikte olanlar yüzün-
                den uğursuzluğa uğradık." Dedi ki: "Sizin uğursuzlu-
   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173