Page 172 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 172
170 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
ni savunmaktan çekinmezler. Haklı çıkmayı bir hastalık haline
getirmiş bu kimselerin, Müslüman karakteri göstermemiş ol-
maları Kuran'da, "Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dile-
seydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiçbir şeyi de
haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de, Bizim zorlu-
azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Si-
zin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz
ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahmin-
le yalan söylersiniz." (Enam Suresi, 148) ayetiyle bildirilir.
Başka ayetlerde de bu konudaki samimiyetsiz yalanları şöyle
haber verilir:
Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, el-
bette muttakilerden olurdum" diyeceği, (Zümer Su-
resi, 57)
… Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklan-
mış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine
karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za'fa
uğratılan (müstaz'af)lar, büyüklük taslayanlara der-
ler ki: "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler
mümin (kimse)ler olurduk." (Sebe Suresi, 31)
ŞEYTANIN ZORLAYICI HİÇBİR GÜCÜ
YOKTUR; İNSAN AHİRETTE YAPTIĞI
KÖTÜLÜKLERDEN TEK BAŞINA SORUMLU
OLACAKTIR
Kitabın başından bu yana anlatılanlar, şeytanın insanları
nasıl sinsi yöntemlerle kötülüğe sürüklediğini, onları Kuran
ahlakından uzaklaştırmak için nasıl ciddi bir çaba içerisinde
olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak tüm bunları değerlen-
dirirken göz önünde bulundurulması gereken çok önemli bir