Page 174 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 174
172 KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹
Dünya hayatı boyunca bir an bile vazgeçmeden insanı takip
eden, dostu ve yardımcısı olduğunu söyleyerek ona vaatlerde
bulunan şeytan ise, ahirette asıl sorumluluğun insanın kendi-
sinde olduğunu söyleyerek onu yüzüstü ve yapayalnız bıraka-
caktır. İnsanlara, yaptıkları kötülüklerden dolayı onu değil ken-
dilerini kınamalarını söyleyecektir. Çünkü şeytan bu kimseleri
kötülüğe yalnızca çağırmış, onlar ise, şeytanın bu çağrısına ken-
di iradeleriyle, bilerek ve isteyerek uymuşlardır. Kuran'da bu
gerçek insanlara şöyle açıklanmaktadır:
İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu,
Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size va-
adde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim si-
ze karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi ça-
ğırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kına-
mayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak de-
ğilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu da-
ha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım.
Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır." (İbrahim
Suresi, 22)
Dolayısıyla dünya hayatında şeytanın ahlakını benimseyen
insanların ahirette yaptıkları kötülüklerin sorumluluğunu şey-
tana yüklemeleri hiçbir şekilde söz konusu değildir. İnsanın
yaptığı kötülüklere karşı, "bunları şeytana uyduğum için yapı-
yorum, bu yüzden masumum" gibi bir mazeret öne sürmesi,
dünya hayatında ona bir fayda sağlamayacağı gibi ahirette de
kabul görmeyecektir. Çünkü Allah, Kuran ayetleriyle insanlara
şeytanın ahlakını; insanlara yalnızca yalan söyleyeceğini ve on-
ları yalnızca cehennem azabına sürüklemek için çaba yürütece-
ğini bildirmiştir. "Şeytanın durumu gibi; çünkü insana "İn-
kar et" dedi, inkar edince de: "Gerçek şu ki, ben senden