Page 187 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 187
Darwinizm'in Çöküflü 185
oluşacaktır. Ama elbette bu mekanizma, geyikleri evrimleştirmez,
onları başka bir canlı türüne, örneğin atlara dönüştürmez.
Dolayısıyla doğal seleksiyon mekanizması hiçbir evrimleştirici
güce sahip değildir. Darwin de bu gerçeğin farkındaydı ve Türlerin
Kökeni adlı kitabında "Faydalı değişiklikler oluşmadığı sürece doğal se-
leksiyon hiçbir şey yapamaz" demek zorunda kalmıştı. (Charles Dar-
win, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard Uni-
versity Press, 1964, s. 189)
Lamarck'ın Etkisi
Peki bu "faydalı değişiklikler" nasıl oluşabilirdi? Darwin, kendi
döneminin ilkel bilim anlayışı içinde, bu soruyu Lamarck'a dayana-
rak cevaplamaya çalışmıştı. Darwin'den önce yaşamış olan Fransız
biyolog Lamarck'a göre, canlılar yaşamları sırasında geçirdikleri fi-
ziksel değişiklikleri sonraki nesle aktarıyorlar, nesilden nesile biri-
ken bu özellikler sonucunda yeni türler ortaya çıkıyordu. Örneğin
Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan türemişlerdi, yüksek ağaçla-
rın yapraklarını yemek için çabalarken nesilden nesile boyunları
uzamıştı.
Darwin de benzeri örnekler vermiş, örneğin Türlerin Kökeni ad-
lı kitabında, yiyecek bulmak için suya giren bazı ayıların zamanla ba-
linalara dönüştüğünü iddia etmişti. (Charles Darwin, The Origin of
Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964,
s. 184)
Ama Mendel'in keşfettiği ve 20.yüzyılda gelişen genetik bilimiy-
le kesinleşen kalıtım kanunları, kazanılmış özelliklerin sonraki nesil-
lere aktarılması efsanesini kesin olarak yıktı. Böylece doğal seleksi-
yon "tek başına" ve dolayısıyla tümüyle etkisiz bir mekanizma ola-
rak kalmış oluyordu.
Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar
Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'la-