Page 22 - Kötülüğün Sessiz Dili
P. 22

20                   KÖTÜLÜ⁄ÜN SESS‹Z D‹L‹

               Vicdanı etkisiz hale getirmek için bahaneler
               öne sürmesi

               Şeytanın dini, insanlara şeytanın karakterini ve onun düşün-
            ce sistemini kabul ettirme amacına dayalıdır. Şeytan, insanları
            bu yönde ikna edebilmek için batıla dayalı çok çeşitli ve sinsi
            yöntemler geliştirmiştir. Ancak ana felsefesi, öncelikle kendi
            tuzaklarını bozan, verdiği telkinlerle insanları durmaksızın iyili-
            ğe ve doğruya çağıran vicdanı etkisiz hale getirmeye yönelik-
            tir. Aslında, Allah'ın "Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir
            basirettir. Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile." (Kıya-
            met Suresi, 14-15) ayetleriyle bildirdiği gibi, şeytan nasıl bir tu-
            zak kurarsa kursun, vicdanın yol göstermesi sayesinde her in-
            san doğruyu görebilecek bir basirete sahiptir. Ancak şeytan,
            insanların vicdanlarını örtmelerini sağlayacak, onları kendi ah-
            lakını yaşamaya ikna edecek çok çeşitli mazeretler öne süre-
            rek insanların bu basiretlerini örtmeye çalışır.
               İman edenler Kuran'a göre düşündükleri için, şeytanın bu
            yöndeki telkinlerini, ne kadar ustaca olursa olsun, hemen fark
            edebilir ve vicdanlarından yana bir tavır ortaya koyarlar. Ku-
            ran ahlakından uzak yaşayan insanlar ise, yaşamlarını nefisleri-
            ni memnun etme amacı üzerine kurdukları için, şeytanın nefis-
            lerini destekleyen bahanelerini hemen kabullenirler. Vicdanla-
            rının sesini bastırmak için zaten bir yol aradıkları için, şeytanın
            bu telkinlerini nefislerine yönelik bir destek ve yardım olarak
            kabul ederler.
               Şeytanın bu sistemi, her tavır bozukluğu ve her kötülük için
            ayrı bir mazeret, ayrı bir sapkın açıklama içerir. Bu yolla insan-
            ların vicdanlarına karşı koyabilmelerini sağlar ve böylece ken-
            di düşüncelerini onlara meşru ve makul göstermeye çalışır.
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27