Page 170 - Risale-i Nur - Mesnevi-i Nuriye
P. 170
ZÜHRE 173
Herşeyde bir İhlas var. Hattâ Muhabbetin de İhlas ile bir
zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccuh eder. İşte
bir Zât bu ihlaslı muhabbeti böyle tabir etmiş:
باوث ِ هيَلع غبي ىوه فيعض ةوش ر بحْلا َ لٰع ى غابْلاب انَا و م ا
ي
ِ
ي
ِ ِ
ٌ َ َ ْ َ ى ْ ُ ً ٌ َ َ ً َ ْ ِّ ُ َ َ َ َ َ
Yani: "Ben Muhabbet üzerine bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir
mükâfat istemiyorum. Çünki mukabilinde bir mükâfat, bir sevab
istenilen muhabbet zaîftir, devamsızdır." Hattâ hâlis Muhabbet, fıtrat-ı
insaniyede ve umum vâlidelerde dercedilmiştir. İşte bu hâlis Muhabbete
tam manasıyla vâlidelerin şefkatleri mazhardır. Vâlideler o Sırr-ı Şefkat
ile, evlâdlarına karşı Muhabbetlerine bir mükâfat, bir rüşvet isteme-
diklerine ve taleb etmediklerine delil; Ruhunu, belki Saadet-i Uhreviyesini
de onlar için feda etmeleridir. Tavuğun bütün sermayesi kendi hayatı iken,
yavrusunu itin ağzından kurtarmak için -Hüsrev'in müşahedesiyle- kafasını
ite kaptırır.
Dördüncü Mes'ele: Esbab-ı zahiriye eliyle gelen Nimetleri, o
esbab hesabına almamak gerektir. Eğer o sebeb ihtiyar sahibi değilse -
meselâ hayvan ve ağaç gibi- doğrudan doğruya o Nimeti Cenab-ı Hak
ِ
hesabına verir. Madem o, lisan-ı hal ile لِلّا ِم ب der, sana verir. Sen de
ه
ْ
ِ
Allah hesabına olarak لِلّا ِمب de, al. Eğer o sebeb ihtiyar sahibi ise; o
ه
ْ
ِ
لِلّا ِمب demeli , sonra ondan al , yoksa alma. Çünki
ه
ْ
ِ هيَلع ِ لِلّا مسا ِركْذي َ ل امم اوُلُك ْات َلاو Âyetinin mana-yı sarihinden başka
ِ
َ
َّ
ه
َ
َ
ْ َ
ُ ْ
ُ ْ
bir mana-yı işarîsi şudur ki: "Mün'im-i Hakikî'yi hatıra getirmeyen ve
Onun namıyla verilmeyen Nimeti yemeyiniz!" demektir. O halde hem
ِ
ِ
ِ
veren لِلّا ِمب demeli, hem alan لِلّا ِمب demeli. Eğer o لِلّا ِمب demiyor
ه
ه
ه
ْ
ْ
ْ
ِ
fakat sen de almaya muhtaç isen; sen لِلّا ِم ب de, onun başı üstünde
ه
ْ
Rahmet-i İlahiyenin Elini gör, şükür ile öp, Ondan al. Yani Nimetten
İn'ama bak, İn'amdan Mün'im-i Hakikî'yi düşün. Bu düşünmek bir
şükürdür. Sonra o zahirî vasıtaya istersen Dua et. Çünki o Nimet onun
Eliyle size gönderildi.
Esbab-ı zahiriyeyi perestiş edenleri aldatan; iki şeyin beraber
gelmesi veya bulunmasıdır ki, "İktiran" tabir edilir, birbirine illet zannet-
meleridir.