Page 292 - İslam ve Uzakdoğu Dinleri
P. 292

290





                   alanlar› meydana getirilmifl ve yeni bir merkez noktas› bulmufltur. Bu sa-

                   dece yeni bir din de¤il, ayn› zamanda tam olarak da tamamlanmam›fl bir
                   dindir. Resmi kadrolar taraf›ndan –bilinçli ya da yar› bilinçli olarak- ya-
                   vafl yavafl oluflturulmaktad›r. Bu, kadrolar›n ve toplumun genelinin ç›-
                   karlar›na hizmet etmesi için tasarlanm›flt›r... 126
                   Yazar›n da belirtti¤i gibi Devlet fiintosu olarak tan›mlanan bu ye-
               ni din, 19. yüzy›l›n bafllar›nda oluflturulmaya bafllanm›flt›. Ortada vah-
               ye dayal› saf bir inanç olmad›¤› için, fiintoizm denen gelenekler ve ba-

               t›l inan›fllar bütünü, mevcut rejimin ihtiyaç ve amaçlar›na göre kolay-
               l›kla yeniden flekillendirilebiliyor ve toplum da bunu garip karfl›lam›-
               yordu. Böylece Devlet fiintosu, Japon ‹mparatorlu¤u'nun giderek yük-
               selen faflizan e¤ilimlerine araç haline geldi. Resmi dini ö¤reti, Japon im-
               paratorunun ve halk›n›n kutsall›¤›na s›kça at›fta bulunuyor, Japonlar›n
               dünyadaki tüm halklardan üstün olduklar› fikrini afl›l›yordu. Bu, hiçbir
               temele dayanmayan, saçma fikrin bir sonucu olarak da yabanc› düfl-
               manl›¤› ortaya ç›km›flt›. Ancak öte yandan halk›n Budizme olan ilgisi
               devlet yönetimini endiflelendiriyor ve bunun mutlaka ortadan kalkma-

               s›n› istiyorlard›. Basil Hall Chamberlain bu durumu flöyle anlat›r:
                   S›radan halk Budizme ve güncel Budist festivallere olan ilgisini kaybet-
                   miyor, ölülerini hala Budist tap›naklarda yakmay› tercih ediyorlard›. Hü-
                   kümet kadrolar› ise bunu de¤ifltirmek istiyordu. Japon ‹mparatorunun
                   do¤rudan günefl tanr›ças›n›n soyundan geldi¤i, onun dünyadaki yaflayan
                   tanr› oldu¤u, herkesin ‹mparatora koflulsuz sad›k olmas› gerekti¤i yö-

                   nündeki fiinto doktrini üzerinde ›srar ediyorlard›. Anayasa ve toplum ha-
                   yat›n› düzenleyen çeflitli kurallar ‹mparatorun halka karfl›l›ks›z sundu¤u
                   hediyeler olarak görülüyordu, bireysel haklar olarak de¤il! Bu nedenle de
                   yönetimindeki bakanlar ve memurlar –alt kademe ya da üst kademe ol-
                   sun- üstün –baz›lar›na göre do¤aüstü- otoritenin uygulay›c›s› olarak gö-
                   rülmeliydiler... 127




                                   ‹slam ve Uzak Do¤u Dinleri
   287   288   289   290   291   292   293   294   295   296   297