Page 134 - Risale-i Nur - Şualar
P. 134

136                                                                                                                                  ŞUÂLAR


          buna  kıyasla,  Kur'ân'ın  Zemzeme-i  Belâgatı  arzın  nısfını  ve  nev'-i
          beşerin humsunu istilâ ederek, Haşmet-i Saltanatı Kemal-i İhtiramla on-
          dört asır bilâfasıla idame ettiğinin binler Hikmetlerinden bir Hikmetini
          anladı.

              D ö r d ü n  c ü    N o k t a : Kur'ân, öyle hakikatlı bir halâvet
          göstermiş  ki;  en  tatlı  bir  şeyden  dahi  usandıran  çok  tekrar,  Kur'ân'ı
          tilâvet edenler için değil usandırmak, belki Kalbi çürümemiş ve zevki
          bozulmamış  adamlara  tekrar-ı  tilâveti  halâvetini  ziyadeleştirdiği  eski
          zamandan beri herkesçe müsellem olup, darb-ı mesel hükmüne geçmiş.
          Hem  öyle  bir  tazelik  ve  gençlik  ve  şebabet  ve  garabet  göstermiş  ki,
          ondört asır yaşadığı ve herkesin eline kolayca girdiği halde, şimdi Nâzil
          olmuş  gibi  tazeliğini  muhafaza  ediyor.  Her  asır,  kendine  hitabediyor
          gibi bir gençlikte görmüş; her Taife-i İlmiye, O'ndan her vakit istifade
          etmek  için  kesretle  ve  mebzuliyetle  yanlarında  bulundurdukları  ve
          Üslûb-u  İfadesine  ittiba'  ve  iktida  ettikleri  halde  O,  Üslûbundaki  ve
          Tarz-ı Beyanındaki garabetini aynen muhafaza ediyor.

              B  e  ş  i  n  c  i  s  i  :  Kur'ân'ın  bir  cenahı  mâzide,  bir  cenahı
          müstakbelde;  kökü  ve  bir  kanadı,  eski  Peygamberlerin  ittifaklı
          Hakikatleri olduğu ve bu, Onları Tasdik ve Te'yid ettiği ve Onlar dahi
          Tevafukun lisan-ı hâliyle bunu tasdik ettikleri gibi.. öyle de, Evliya ve
          Asfiya gibi O'ndan Hayat alan semereleri ve hayatdar tekemmülleriyle
          Şecere-i  Mübarekelerinin  Hayatdar,  Feyizdar  ve  Hakikatmedar  oldu-
          ğuna  delâlet  eden  ve  ikinci  kanadının  himayesi  altında  yetişen  ve
          yaşayan Velâyetin bütün Hak Tarikatları ve İslâmiyetin bütün Hakikatlı
          İlimleri, Kur'ân'ın Ayn-ı Hak ve Mecma-i Hakaik ve Camiiyette misilsiz
          bir Hârika olduğuna şehadet eder.

              A  l  t  ı  n  c  ı  s  ı  :  Kur'ân'ın  altı  ciheti  nuranîdir;  Sıdk  ve  Hakka-
          niyetini  gösterir.  Evet..  altında  Hüccet  ve  Bürhan  direkleri,  üstünde
          Sikke-i  İ’caz Lem'aları, önünde ve hedefinde Saadet-i Dareyn hediye-
          leri,  arkasında  nokta-i  istinadı  Vahy-i  Semavî  Hakikatları,  sağında
          hadsiz Ukul-ü Müstakîmenin delillerle Tasdikleri, solunda Selim Kalb-
          lerin ve Temiz Vicdanların ciddî İtmi'nanları ve samimî İncizapları ve
          Teslimleri,  Kur'ân'ın  fevkalâde  hârika  metin  ve  hücum  edilmez  bir
          Kal'a-i Semaviye-i Arziye olduğunu isbat ettikleri gibi.. altı makamdan
          dahi O'nun Ayn-ı Hak ve Sâdık olduğuna ve beşerin kelâmı olmadığına,
          hem    yanlış    olmadığına    imza    eden   başta,   bu   Kâinatta    daima
   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139