Page 19 - Risale-i Nur - Şualar
P. 19

İKİNCİ  ŞUÂ                                                                                                                               21


               Hem  nasılki  bir  meyvedar  ağacın  sahibi,  o  ağaçtan  en  ziyade
           ehemmiyet verdiği ve alâkadarlık  gösterdiği cihet ve madde, o ağacın
           meyveleri ve dallarının uçlarındaki semereleri ve tohumluk için o mey-
           velerin  kalblerinde  ve  bizzât  kalbleri  olan  çekirdekleridir.  Ve  onun
           mâliki, Aklı varsa, o dallardaki meyveleri başkalara daimî temlik edib,
           boşboşuna  mâlikiyetini  bozmaz.  Aynen  öyle  de;  şu  Kâinat  denilen
           ağacın dalları olan unsurlar ve unsurların uçlarında bulunan ve çiçekleri
           ve yaprakları hükmünde olan nebatat ve hayvanat ve o yaprakların ve
           çiçeklerin en yukarısındaki meyveler olan İnsanlar ve o meyvelerin en
           mühim  meyveleri  ve  semereleri  ve  Netice-i  Hilkatları  olan  Ubudiyet-
           lerini  ve  Şükürlerini  ve  bilhassa  o  meyvelerin  cem'iyetli  çekirdekleri
           olan kalblerini ve zahr-ı kalb denilen kuvve-i hâfızalarını başka kuvvet-
           lere  hiçbir  cihetle  kaptırmaz  ve  kaptırmakla  Saltanat-ı  Rububiyetini
           kırmaz ve kırmakla Mabudiyetini bozmaz.

               Hem  daire-i  mümkinatın  ve  kesretin  en  müntehasında  bulunan
           cüz'iyatta,  belki  o  cüz'iyatın  cüz'iyat-ı  ahvalinde  ve  keyfiyatında
           Makasıd-ı Rububiyet temerküz ettiğinden, hem de Mabudiyete uzanan
           ve Mabuda bakan minnetdarlıkların ve teşekküratların ve perestişlikle-
           rin menşe'leri onlar olduğundan, elbette onları başka ellere vermez ve
           vermekle Hikmetini ibtal etmez. Ve Hikmetini ibtal etmekle Uluhiyetini
           iskat  etmez.  Çünki  mevcudatın  İcadındaki  en  mühim  Makasıd-ı
           Rabbaniye, kendini Zîşuurlara tanıttırmak ve sevdirmek ve Medh-
           ü Senasını ettirmek ve minnetdarlıklarını kendine celbetmektir.

               Bu  ince  Sır  içindir  ki;  Şükrü  ve  Perestişi  ve  Minnetdarlığı  ve
           Muhabbeti ve Medhi ve Ubudiyeti intac eden Rızk ve Şifa ve bilhassa
           Hidayet ve İman gibi daire-i kesretin en âhirindeki cüz'î ve küllî bu gibi
           Fiiller  ve  İn'amlar,  doğrudan  doğruya  Kâinat  Hâlıkının  ve  umum
           mevcudat  Sultanının  Eseri  ve  İhsanı  ve  İn'amı  ve  Hediyesi  ve  Fiili
           olduğunu göstermek için Kur'an-ı Mu'ciz-ül  Beyan (Haşiye) tekrar ile
           Rızkı  ve  Hidayeti  ve  Şifayı  Zât-ı  Vâcib-ül  Vücud'a  veriyor  ve  onları
           İhsan etmek Ona mahsus  ve Ona münhasırdır diyor ve  gayet şiddetle
           gayrın müdahalesini reddediyor. Evet ebedî bir

                  ------------------

                                                               ِ

                  (Haşiye): Meselâ:  ٌي ۪ تمْلا ٌ ِ ٌ ةوقْلا ٌوذٌقازرلاٌوهٌللّاٌنا
                                                ه ه َّ َّ
                                                              َّ
                                           َّ ه
                                    ه
                                       َ
                                                        َ ه َ َّ
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24