Page 209 - Risale-i Nur - Şualar
P. 209
11. ŞUÂ – MEYVE RİSALESİ 211
yerleştiren, mikroptan gergedana, sinekten simurga kuşuna, bir çiçekli
nebattan milyarlar, trilyonlarla çiçekler açan bahar çiçeğine kadar, israfsız
ölçülerle bir Tenasüb, bir Muvazene, bir İntizam ve bir Cemal içinde
masnuatı bir Hüsn-ü San'at yapan ve her zîhayatın hukuk-u hayatını
Kemal-i Mizanla veren; iyiliklere güzel neticeler ve fenalıklara fena
neticeler verdiren ve Âdem (A.S.) zamanından beri tâgi ve zalim kavimlere
vurduğu tokatlarla kendini pek kuvvetli ihsas ettiren bir Adalet-i
Sermediye, elbette ve hiç şübhe getirmez ki: Güneş gündüzsüz olmadığı
gibi; o Hikmet-i Ezeliye, o Adalet-i Sermediye Âhiretsiz olmazlar ve
ölümde en zalimlerin ve en mazlumların bir tarzda gitmelerindeki akibetsiz
bir dehşetli haksızlığa, adaletsizliğe ve hikmetsizliğe hiçbir veçhile
müsaade etmezler diye "Hakîm" ve "Hakem" ve "Adl" ve "Âdil"
İsimleri bizim sualimize kat'î cevab veriyorlar.
Hem madem bütün zîhayat mahlukların elleri yetişmediği ve iktidarları
dairesinde olmayan bütün hacatlarını, bütün fıtrî matlablarını bir nevi Dua
bulunan istidad-ı fıtrî ve ihtiyac-ı zarurî dilleriyle istedikleri vakitte, gayet
Rahîm ve İşitici ve Şefkatli bir Dest-i Gaybî tarafından verildiğinden ve
ihtiyarî olan daavat-ı insaniyenin, hususan Havasların ve Nebilerin
Dualarının on adedden altı-yedisi hilaf-ı âdet makbul olmasından kat'î
anlaşılıyor ki: Her dertlinin âhını, her muhtacın Duasını işiten ve
dinleyen bir Semî-i Mücîb perde arkasında var, bakar ki; en küçük bir
Zîhayatın en küçük bir ihtiyacını görür ve en gizli bir âhını işitir,
Şefkat eder, fiilen cevab verir, memnun eder. Elbette ve her halde hiçbir
şübhe ihtimali kalmaz ki: Mahlukların en ehemmiyetlisi olan nev'-i insanın
en ehemmiyetli ve umumî ve umum Kâinatı ve umum Esma ve Sıfât-ı
İlahiyeyi alâkadar eden Beka-i Uhreviyeye aid Dualarını içine alan ve nev'-
i insanın Güneşleri ve Yıldızları ve Kumandanları olan bütün Peygamber-
ِ
ِ
leri arkasına alıp onlara Duaısına ٌيمۤا , ٌ ٌ يمۤا dedirten ve Ümmetinden her
َ
َ
gün her ferd-i mütedeyyin hiç olmazsa kaç defa Ona Salavat getirmekle
ِ
ِ
Onun Duasına ٌيمۤا ٌ ي , ٌ َ ٌ مۤا diyen ve belki bütün mahlukat O Duasına iştirak
َ
ederek "Evet ya Rabbenâ!. İstediğini ver, biz de Onun istediğini
istiyoruz." diyorlar. Bütün bu reddedilmez şerait altında Beka-i Uhrevî ve
Saadet-i Ebediye için Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın -Haşrin
hadsiz esbab-ı mûcibesinden- yalnız tek Duası Cennet'in Vücuduna ve
baharın İcadı kadar Kudretine kolay olan Âhiretin İcadına kâfi bir sebebdir
diye "Mücîb" ve "Semi'" ve "Rahîm" İsimleri bizim sualimize cevab
veriyorlar.