Page 215 - Risale-i Nur - Şualar
P. 215

11.  ŞUÂ – MEYVE   RİSALESİ                                                                                             217


              Ve bu ağacın zahiri ise, Haşrin üçyüz bin misallerini ve emarelerini
           gösteren üçyüz bin küllî ve çeşit çeşit çiçekler açıp hadsiz Rahmaniyet
           ve Rezzakıyet ve Rahîmiyet ve Kerimiyet sofralarını sererek Zîhayatlara
                                ِ
           ziyafetler  vermekleٌرهاَّظلا ٌ  ٌ وه  İsmini  meyveleri,  çiçekleri,  taamları
                              ه
                                       َ ه
           sayısınca    lisanlarıyla    zikredib    Medh ü Sena    eder,   gündüz    gibi
                           ِ
              ِ
          ترنٌَفحصلاٌاذاو    ٌ  Hakikatını gösterir.
                          َ َ
             َ ه ه ه ُّ
              Bu haşmetli ağacın bâtını ise, hadsiz ve hesaba gelmez muntazam
           makineleri ve mizanlı fabrikaları Kemal-i Dikkat ve İntizamla işlettiren
           öyle bir kazan ve tezgâhtır ki, bir dirhemden bin batman taamları pişirir,
           açlara  yetiştirir.  Ve  öyle  bir  Mizan  ve  dikkatle  işler  ki,  zerre  kadar
           tesadüfün karışmasına bir yer bırakmıyor.

                 ِ
                ٌنطابْلا ٌ ٌ وه  İsmini  zeminin  iç  yüzüyle  yüzbin  dil ile  Tesbih  eden
                    َ
                ه
                        َ ه
           bazı Melaike gibi yüzbin tarzlarda ilân edib isbat eder.

              Hem arz, senevî hayatı haysiyetiyle bir ağaç olduğu ve o dört İsim
           içinde  Hafîziyeti  ve  onunla  Haşir  Kapısına  bir  anahtar  yaptığı  gibi,
           aynen  öyle  de,  dehrî  ve  dünya  hayatı  cihetiyle  yine  meyveleri  Âhiret
           pazarına  gönderilen  bir  muntazam  ağaçtır.  Ve  o  dört  İsme  öyle  bir
           mazhar, bir âyine ve Âhirete giden bir yol açar ki, genişliğini ihataya ve
           tabire aklımız kâfi gelmiyor. Yalnız bu kadar deriz: Nasılki bir saatin
           saniyeleri  ve  dakikaları  ve  saatleri  ve  günleri  sayan  haftalık  saatin
           milleri  birbirine  benzer,  birbirini  isbat  eder.  Saniyelerin  hareketini
           gören,  sair  çarkların  hareketlerini  tasdik  etmeğe  mecbur  olur.  Aynen
           öyle de; Semavat ve Arzın Hâlık-ı Zülcelalinin bir saat-ı ekberi olan bu
           dünyanın saniyelerini sayan günler ve dakikalarını hesab eden seneler
           ve  saatlerini  gösteren  asırlar  ve  günlerini  bildiren  devirler  birbirine
           benzer,  birbirini  isbat  eder.  Ve  bu  gecenin  sabahı  ve  bu  kışın  baharı
           kat'iyyetinde fâni dünyanın karanlıklı kışının bâki bir baharı ve sermedî
           bir  sabahı  geleceğini  hadsiz emarelerle haber verir diye, Hafîz İsmi ile
             ِ
                               ِ
                      ِ
            ٌ نطابْلاو ٌرها ٌ َّظلاوٌ  ٌ رخۤلْاوٌلوَلْاٌوه  İsimleri,  biz  Hâlıkımızdan  sordu-
                                   َ ه َّ
               َ
                     ه َ
                             ه َ
                                            َ ه
            ه
           ğumuz    Haşir    mes'elesine,    mezkûr   Hakikatla   cevab    veriyorlar.
   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219   220