Page 221 - Risale-i Nur - Şualar
P. 221

11.  ŞUÂ – MEYVE   RİSALESİ                                                                                             223


           verilmesini,  fakat  sonra  ademe  ve  hiçliğe  düşmesini  mi  istersin?
           Yoksa  Bâki  fakat  âdi  ve  meşakkatli  bir  Vücudu  mu  istersin?"
           dedim. Baktım, ikincisini arzulayıp birincisinden "ah" çekti. "Cehen-
           nem de olsa Beka isterim" dedi.

              İşte madem mahiyet-i insaniyenin bir hizmetkârı olan kuvve-i haya-
           liyeyi bu dünya lezzetleri tatmin etmiyor. Elbette gayet câmi' Mahiyet-i
           İnsaniye, Ebediyetle fıtraten alâkadardır. İşte bu hadsiz arzu ve emellere
           bağlı olduğu halde, sermayesi bir cüz'î cüz-ü ihtiyarî ve fakr-ı mutlak
           bir insana, Âhirete İman ne derece kuvvetli ve kâfi ve vâfi bir hazine,
           bir medar-ı saadet ve lezzet, bir medar-ı istimdad, bir merci' ve dünya-
           nın hadsiz gamlarına karşı bir medar-ı teselli olduğu öyle bir meyve ve
           faidedir  ki;  onu  kazanmak  yolunda  dünya  hayatını  feda  etse,  yine
           ucuzdur.

              İkinci meyvesi ve hayat-ı şahsiyeye bakan bir faidesi:

           Üçüncü  Mes'ele'de  izah  edilen  ve  Gençlik  Rehberi'nde  bir  Haşiye
           bulunan  çok  ehemmiyetli  bir  neticedir.  Evet  her  insanın,  her  zaman
           düşündüğü en ehemmiyetli endişesi, mezaristana giren kendi dostları ve
           akrabaları  gibi  o  i'damhaneye  girmek  keyfiyetidir.  Birtek  dostu  için,
           Ruhunu  feda  eden  o  bîçare  insanın;  binler,  belki  milyonlar,  milyarlar
           dostları  ebedî  bir  müfarakat  içinde  i'dam  olmalarını  tevehhüm  edib
           Cehennem azabından beter bir elem -o düşünmek ucundan- göründüğü
           vakit,  Âhirete  İman  geldi,  gözünü  açtırdı  ve  perdeyi  kaldırdı..  "Bak"
           dedi.  O  İmanla  baktı…  Cennet  lezzetinden  haber  veren  bir  Lezzet-i
           Ruhaniyeyi o dostları ebedî ölümlerden ve çürümelerden kurtulup mes-
           rurane bir Nuranî Âlemde onu da bekliyorlar vaziyetinde müşahedesiyle
           aldı.  Risale-i  Nur'da  bu  netice  hüccetlerle  izahına  iktifaen  kısa
           kesiyoruz.

              Hayat-ı şahsiyeye aid üçüncü bir faidesi:

           İnsanın  sair  zîhayatlar  üstündeki  tefevvuku  ve  rütbesi  ise;  yüksek
           seciyeleri ve cem'iyetli istidadları ve küllî Ubudiyetleri ve geniş vücudî
           daireleri  itibariyledir.  Halbuki  o  insan,  hem  madum,  hem  ölü,  hem
           karanlık olan geçmiş ve gelecek zamanların ortasında sıkışmış bir kısa
           zaman  olan  hazır  vaktin  mikyasıyla,  ölçüsüyle;  Hamiyeti,  Muhabbeti,
           Kardeşliği, İnsaniyeti gibi seciyeler alır.
   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225   226