Page 224 - Risale-i Nur - Şualar
P. 224
226 ŞUÂLAR
sene böyle bir hapis azabını çekmekten gelen kederli sıkıntı, elbette o
bîçarelere dünyayı zindan ve hayatı bir işkenceli azaba çevirir. Eğer
Âhirete İman imdadlarına yetişse, birden onlar nefes alırlar; sıkıntıları,
me'yusiyetleri ve endişeleri ve intikam hiddetleri Derece-i İmanına göre
kısmen ve bazan tamamen zâil olur.
Hattâ diyebilirim ki: Benim ve bir kısım Kardeşlerimin bu sebebsiz
hapsimizde ve dehşetli musibetimizde, eğer İman-ı Âhiret yardım
etmese idi, bir gün dayanmak ölüm kadar tesir edib bizi hayattan istifa
etmeğe sevkedecekti. Fakat hadsiz Şükür olsun, benim canım kadar
sevdiğim pek çok Kardeşlerimin bu musibetten gelen elemlerini de
çektiğim ve gözüm kadar sevdiğim binler Risale-i Nur Risaleleri ve
benim yaldızlı ve süslü ve çok kıymetdar Kitablarımın ziya'ları ve
ağlamalarından teessüflerini çektiğim ve eskiden beri az bir ihaneti ve
tahakkümü kaldıramadığım halde, sizi kasemle temin ederim ki: İman-ı
Bil'Âhiret Nuru ve Kuvveti bana öyle bir Sabır ve Tahammül ve Teselli
ve Metanet, belki mücahidane, kârlı bir imtihan Dersinde daha büyük
mükâfatı kazanmak için bir Şevk verdi ki; ben bu Risalenin başında
dediğim gibi, kendimi Medrese-i Yusufiye ünvanına lâyık bir güzel ve
hayırlı Medresede biliyorum. Arasıra gelen hastalıklar ve ihtiyarlıktan
neş'et eden titizlikler olmasa idi, mükemmel ve rahat-ı kalb ile
Derslerime daha ziyade çalışacaktım. Her ne ise.. bu makam münasebe-
tiyle saded harici girdi, kusura bakılmasın.
Hem her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir Cenneti dahi
kendi hanesidir. Eğer İman-ı Âhiret o hanenin saadetinde hükmetmezse,
o aile efradı, herbiri şefkat ve muhabbet ve alâkadarlığı derecesinde
elîm endişeler ve azablar çeker. O Cenneti, Cehenneme döner. Veyahut
muvakkat eğlenceler ve sefahetlerle aklını tenvim edib uyutur. Deve-
kuşu gibi avcıyı görür, kaçamıyor, uçamıyor. Başını kuma sokar, tâ
görünmesin. Başını gaflete sokar, tâ ölüm ve zeval ve firak onu
görmesin. Divanece, muvakkat, ibtal-i his nev'inden bir çare bulur.
Çünki meselâ: Vâlide Ruhunu feda ettiği evlâdını daima tehlikelere
maruz gördükçe titrer. Ve pederini ve kardeşini eksik olmayan belalar-
dan kurtaramayan evlâdlar, daim bir keder, bir korkaklık hisseder. Buna
kıyasen, bu dağdağalı kararsız hayat-ı dünyeviyede o mes'ud zannedilen
aile hayatı çok cihetlerle saadetini kaybeder ve kısacık bir hayattaki
münasebet ve karabet