Page 310 - Risale-i Nur - Şualar
P. 310
312 ŞUÂLAR
eylemişler, tâ hiddetimden ve işkencelerine karşı "Artık yeter" deme-
mden bir bahane bulup, zalimane tecavüzlerine bir sebeb göstererek
yalanlarını gizlesinler. Ben, hârika bir İhsan-ı İlahî eseri olarak
şâkirane sabrediyorum ve etmeğe de karar verdim.
ِ
ا
Madem biz Kadere teslim olup, bu sıkıntıları ٌهزمحَاٌرومهل ٌ ْاٌيرخ
َ
ه
َ ه َ ْ
ه ْ
Sırrıyla ziyade Sevab kazanmak cihetiyle manevî bir Nimet biliyoruz;
madem geçici, dünyevî musibetlerin sonları ekseriyetle ferahlı ve hayırlı
oluyor; ve madem Hakkalyakîn derecesinde yakînî bir kat'î kanaatımız
var ki: Biz öyle bir Hakikata hayatımızı vakfetmişiz ki, güneşten
daha parlak ve Cennet gibi güzel ve Saadet-i Ebediye gibi şirindir.
Elbette biz bu sıkıntılı haller ile müftehirane, müteşekkirane bir
Mücahede-i Maneviye yapıyoruz diye şekva etmemek lâzımdır.
Aziz Kardeşlerim!
Evvel âhir tavsiyemiz: Tesanüdünüzü muhafaza; enaniyet, ben-
lik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattır.
Said Nursî
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Bu müddeiumumun iddianamesinden anlaşıldı ki; hükûmetin bazı
erkânını iğfal edib aleyhimize sevkeden gizli zındıkların plânları akîm
kalıp yalan çıktı; şimdi bahane olarak cem'iyetçilik ve komitecilik
isnadıyla yalanlarını setre çalışıyorlar ve bunun bir eseri olarak benimle
kimseyi temas ettirmiyorlar. Güya temas eden birden bizden olur. Hattâ
büyük memurlar da çok çekiniyorlar ve bana sıkıntı verdirmekle kendi-
lerini âmirlerine sevdiriyorlar. Hususan ben, itiraznamenin âhirinde, bu
gelen Fıkrayı diyecektim, fakat bir fikir mani oldu. Fıkra şudur:
Evet biz bir Cem'iyetiz ve öyle bir Cem'iyetimiz var ki; her
asırda üçyüz milyon dâhil mensubları var ve her gün beş defa o
mukaddes Cem'iyetin prensipleriyle kemal-i hürmetle alâkalarını
ِ
ِ
ve hizmetlerini gösteriyorlar ve ٌةوخاٌنونمءو ٌ مْلاٌامن ِ ٌ ا kudsî proğra-
َ َّ
َ ْ
َ ه
ه ْ
mıyla birbirinin