Page 313 - Risale-i Nur - Şualar
P. 313
ONÜÇÜNCÜ ŞUÂ 315
ve ihtiyarım olmadan bazan lüzumlu tedbirler ihtar edilir. Ezcümle birisi:
Yanımdaki koğuşa masonlar tarafından hem yalancı, hem casus bir mahbus
gönderilmiş. Tahrib kolay olmasından hususan böyle haylaz gençlerde o
herif bana çok sıkıntı vermesi ve o gençleri ifsad etmesi ile bildim ki:
Sizlerin İrşad ve Islahlarınıza karşı, zendeka ifsada ve Ahlâkları bozmağa
çalışıyor. Bu vaziyete karşı gayet ihtiyat ve mümkin olduğu kadar eski
mahbuslardan gücenmemek ve gücendirmemek ve ikiliğe meydan
vermemek ve itidal-i dem ve tahammül etmek ve mümkin olduğu
derecede bizim arkadaşlar Uhuvvetlerini ve Tesanüdlerini Tevazu ile
ve Mahviyetle ve terk-i enaniyetle takviye etmek gayet lâzım ve
zarurîdir. Dünya işleriyle meşgul olmak beni incitiyor, sizin dirayetinize
itimad edib zaruret olmadan bakamıyorum.
Said Nursî
* * *
Kardeşlerim!
Her ihtimale karşı bu sabah ihtar edilen bir mes'eleyi beyan etmek
lâzım geldi. Bizim, Kur'andan aldığımız Hakikatlar; güneş, gündüz gibi şek
ve şübhe ve tereddüdü kaldırmadığını yirmi seneden beri "Acaba zındık
feylesoflar buna karşı ne diyecekler ve dayandıkları nedir?" diye nefsim ve
şeytanım çok araştırdılar. Hiçbir köşede bir kusur bulamadıklarından sus-
tular. Zannederim, çok hassas ve iş içinde bulunan nefis ve şeytanımı
susturan bir Hakikat, en mütemerridleri de susturur. Madem biz böyle
sarsılmaz ve en yüksek ve en büyük ve en ehemmiyetli ve fiat takdir
edilmez derecede kıymetdar ve bütün dünyası ve canı ve cananı
pahasına verilse yine ucuz düşen bir Hakikatın uğrunda ve yolunda
çalışıyoruz; elbette bütün musibetlere ve sıkıntılara ve düşmanlara
Kemal-i Metanetle mukabele etmemiz gerektir. Hem belki karşımıza
aldanmış veya aldatılmış bazı Hocalar ve Şeyhler ve zahirde Mütta-
kiler çıkartılır. Bunlara karşı Vahdetimizi, Tesanüdümüzü muhafaza
edib onlar ile uğraşmamak lâzımdır, münakaşa etmemek gerektir.
Said Nursî
* * *