Page 311 - Risale-i Nur - Şualar
P. 311

ONÜÇÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                                   313


           yardımına Dualarıyla ve manevî kazançlarıyla koşuyorlar.

               İşte biz, bu Mukaddes ve Muazzam Cem'iyetin efradındanız ve
           hususî  Vazifemiz  de  Kur'anın  İmanî  Hakikatlarını  Tahkikî  bir
           surette Ehl-i İmana bildirip onları ve kendimizi i'dam-ı ebedîden ve
           daimî haps-i  münferidden kurtarmaktır. Sair dünyevî ve siyasî ve
           entrikalı cem'iyet ve komitelerle münasebetimiz yoktur ve tenezzül
           etmeyiz.
                                           * * *

               Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

               Ben  bu  fecirde  herbirinize  karşı  tam  bir  acımak  hissettim.
           Birden Hastalar Risalesi hatıra geldi, Teselli verdi.

               Evet, bu musibet dahi içtimaî bir nevi hastalıktır. O Risaledeki
           ekser İmanî devalar, bunda da vardırlar. Hususan Erzurum'daki mübarek
           hastaya söylediğim gibi, bu saatten evvel bütün musibet zamanının ele-
           mi gitmiş; hem Sevabı, hem Hayrı, hem dünyevî ve uhrevî ve İmanî ve
           Kur'anî  faideleri  kalmış.  Demek  o  geçici  birtek  musibet,  daimî  ve
           müteaddid  Nimetlere  inkılab  etmiş.  Gelecek  zaman  ise  şimdilik  yok
           olmasından,  onda  devam  edecek  musibetin  şimdilik  elemi  yok.
           Tevehhüm  ile  yoktan  elem  almak,  Rahmet  ve  Kader-i  İlahiyeye
           itimadsızlıktır.

               S â n i y e n : Şimdi zemin yüzünde ekser beşer; maddî ve manevî
           kalben, ruhen, fikren musibetlerle giriftardır. Bizim musibetimiz, onlara
           nisbeten hem gayet hafiftir, hem kârlıdır. Hem Kalb, hem Ruh için; hem
           İman, hem Selâmet ve sıhhat lezzetleri var.

               S  â  l  i  s  e  n  :  Bu  fırtınalarda  buraya  girmeseydik,  vehham
           memurların  temasında  bu  hafif  musibet  ağırlaşmış  olacaktı  ve  onlara
           karşı tasannu ve dalkavukluk etmek belası olacaktı.

               R â b i a n : Bu işsiz ve muzaaf maddî ve manevî kışta, Medreset-
           üz Zehra'nın bir Dershanesi olan bu Medrese-i Yusufiyede, öz Kardeşten
           daha  müşfik  çok  hakikî  dostlarını  ve  Mürşid  gibi  uhrevî  Kardeşleri
           gayet  ucuz  ve  az  masrafla  görmek,  ziyaret  etmek  ve  onların  hususî
           meziyetlerinden  istifade  etmek ve şeffaf  şeylerde sirayet eden  Nur ve
           nuranî  gibi  Hasenelerinden,  manevî  yardımlarından,  ferahlarından,
           Tesellilerinden kuvvet almak cihetinde bu musibet şeklini değiştirir, bir
           nevi İnayet perdesi hükmüne geçer. Evet bu
   306   307   308   309   310   311   312   313   314   315   316