Page 334 - Risale-i Nur - Şualar
P. 334

336                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          bizim hakkımızda hem İman ve Kur'an, İslâm hakkında bir hayırlı netice
          verecekler.  Biz  onların  dünyalarına  karışmadık  ve  karışacağımızı  hiçbir
          cihetle daha tesbit edemediler. Mecburiyetle bütün Risale-i Nur'u Ankara
          tahkik için istedi.

              Madem  Hakikat  budur  ve  madem  şimdiye  kadar  Risale-i  Nur'un
          Hizmetinde  İnayet-i  Rabbaniyenin  tecellisini inkâr  edilmeyecek  derecede
          gördük; herbirimiz cüz'î ve küllî bunu hissetmişiz ve madem şimdi siya-
          setin  ve  dünyanın  çok  cereyanlarının  birbirine  karşı  tahşidatı  oluyor  ve
          madem elimizden kazaya rıza ve Kadere teslim ve Hizmet-i İmaniye ve
          Kur'aniye ve Nuriyenin verdikleri büyük ve Kudsî Teselliden başka bir
          şey  gelmiyor;  elbette  bize  en  elzem  iş,  telaş  etmemek  ve  me'yus
          olmamak ve birbirinin Kuvve-i Maneviyesini takviye etmek ve kork-
          mamak ve Tevekkülle bu musibeti karşılamak ve habbeyi kubbe yapan
          farfaralı gazetecilerin kubbelerini habbe görüp ehemmiyet vermemek-
          tir. Bu dünya hayatı, hususan bu zamanda, bu şerait altında kıymeti
          yoktur. Başa ne gelse gelsin, hoş görmeli.

                                          * * *

                                             ِ ِ
                                                  ِ
                                     ٌ هناحبسٌهمساب
                                     ه َ َ ْ ه  ْ
              Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

              İki-üç  Kardeşlerimiz  şöyle  kendilerine  bir  güzel  Teselli  bulmuşlar.
          Diyorlar  ki:  "Bu  hapiste bir  kısım  yeni  Kardeşlerimiz,  bir-iki  saat  gayr-ı
          meşru' bir hareket yüzünden, bir-iki belki on sene bu musibet içinde Sabır
          ve  tahammül  ediyorlar.  Hattâ  bir  kısmı  şükrederek  başka  günahlardan
          kurtulduk dedikleri halde; biz Risale-i Nur vasıtasıyla en meşru' bir hareket
          ve  Hizmet-i İmaniye  yüzünden  altı-yedi  ay  hayırlı  bir  sıkıntıdan  neden
          şekva  ediyoruz?" diyorlar.  Ben de bin ٌللّاٌَكراب onlara derim. Evet beş-on
                                              ه ٰ
                                                    َ َ
          sene hem İmanını, hem başkaların İmanlarını kurtarmak  niyetiyle zevkli,
          tatlı, hayırlı, kudsî bir Hizmet ve yüksek bir Ubudiyet-i Fikriye yüzünden
          beş-on ay zahmet çekmek, medar-ı şükür ve iftihardır. Bir Hadîste Ferman
          etmiş  ki:  "Bir  tek  adam  seninle  Hidayete gelse,  sahra  dolusu  kırmızı
          koyun, keçilerden daha hayırlıdır." İşte burada, mahkemede, Ankara'da,
          sizlerin  yazılarınız  ve  Hizmetleriniz  vasıtasıyla  ne  kadar  İnsanlar  İman-
          larını
   329   330   331   332   333   334   335   336   337   338   339