Page 401 - Risale-i Nur - Şualar
P. 401

ONDÖRDÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                             403


           Mâlikî,  Şafiî,  Hanbelî  Mezheblerinde  ve  yetmişe  yakın  İlm-i  Kelâm  ve
           Usûl-üd  Din  dairesindeki  Allâmelerin  fırkalarında  ne  kadar  ayrı  ayrı
           kanaatlar  ve  fikirler  Kitablara  yazılmış  bilirsiniz.  Halbuki  bu  zaman
           kadar, hiç bir zaman, Din Âlimlerinin İttifakına ve münakaşa etmeme-
           sine  muhtaç  olmamış.  Şimdilik  teferruattaki  ihtilafı  bırakmağa  ve
           medar-ı münakaşa etmemeğe mecburuz.

                                           * * *


                         Ehl-i vukufun insaflı hocalarından üç sualim var:

               B i r i s i : Bir adam, diğer bir adamı sâfi bir niyetle onu medhetmekle
           mes'ul olur mu? Hususan o istemediği, elinden geldiği kadar o medihleri ya
           red veya başkasına çevirdiği ve o hâlis dostunu kaçırmamak için onu tekdir
           etmeyip, medhini yüz derece haddimden fazladır diye sükût ile mukabele
           etmesi hiç hodfüruşluk sayılır mı?

               İ  k  i  n  c  i    S  u  a  l  :  Acaba  ortalıkta  Din  aleyhinde  bu  dehşetli
           hücumlar ve dağ gibi dinî mes'eleler içinde Nur Şakirdlerinden bir Hakikat
           âşıkı zararsız ve cüz'î bir hata-i ilmî ve yanlış bir kanaatı cihetinde böyle
           tekdir ve tezyife müstehak olur mu? Siz gibi Üstadlardan -medhiye yazan
           talebe- şefkatle hatasını ihtar beklerken böyle adliye eliyle tokatlamak caiz
           olur mu?

               Ü  ç  ü  n  c  ü    S  u  a  l  :  Bu  yirmi  senedir  hadsiz  muarızlara  karşı
           sarsılmayan  ve  yüzbinler  muhtaçların  İmanlarını  kuvvetlendiren  Risale-i
           Nur'a bir-iki mes'ele için bu tarz tenkidiniz yakışır mı? Hem o müdakkik
           Âlimlere bunu hatırlatıyorum ki; raporlarında, Ahmed Feyzi'nin medhiye-
           sinin  başında  bir  Mektubumu  görmelerinden,  güya  o  medihleri  ben
           kendime  yapmışım  gibi  tenkid  ediyorlar.  Halbuki  o  Mektubum  benim
           şahsımın hakkındaki medihlerini kabul etmemek ve kaldırmak için idi ki,
           bir kısmını kaldırdım. Bir kısmını da ta'dil edecektim. Fakat acele edib tam
           yapmadan o Mektubu bir Kardeşime göndermiştim. Onlar dahi o mahrem
           medhiyenin başına koyup hususî bir zâta gönderdikleri zaman hükûmetin
           eline  geçmiş.  Acaba  böyle  hususî  takriz  ve  sırf  ilmî  ve  bir  kanaat-ı
           vicdaniye ve mahrem arkadaşların mabeyninde ve sonra tam ta'dil etmek
           fikriyle   bir  meşveret  tarzında   gezmesi,   bu   şiddetli   itiraza   müstehak
           olur  mu?   Hem   kırmızı   ve   siyah   cildli   iki   mecmuacık,   arkadaşlara
   396   397   398   399   400   401   402   403   404   405   406